"Bu arslan nedir?"

A -
A +
Resûl-i Ekrem Efendimiz, mîrâc-ı şerîfe çıktıkları zaman dördüncü gökte bir “arslan” gördü ki, azameti ve heybeti dille anlatılamaz! Merak etmişlerdi. Hazret-i Cibrîl’e; "Yâ kardeşim Cebrâil, bu arslan nedir?" diye sordular. O da arz etti ki: "Yâ Resûlallah, yabancı değildir. Hazret-i Alî'nin rûhâniyetleridir. Mübârek parmağınızdan yüzüğünüzü çıkarıp ağzına atın.” Efendimiz; "Peki" buyurdular. Yüzüklerini çıkardılar. Ve arslana doğru attılar. Arslan, tevâzû ve hürmet gösterip yüzüğü ağzıyla aldı. Efendimiz, mîrâctan indi. Eshâbının arasına geldi. Ve mîrâcını onlara bildirdi. Dördüncü gökte gördükleri o "arslan"ın vasfını anlatıyordu ki, o anda Hazret-i Alî, Resûlullahın mübârek yüzüğünü ağzından çıkardı. Avucuna aldı. Edeple huzûrlarına vardı. Ve Efendimize takdîm etti. Bütün Eshâb-ı güzîn Hazret-i Alî'nin bu kerâmetini görünce kendisine hayran oldular... ● ● ● Sa'd bin Ebî Vakkâs hazretleri anlatır: Bir gün Hazret-i Muâviye (radıyallahü anh) bana sordu ki: "Alî'yi sever misin?" "Elbet severim" dedim. "Niçin?" diye sordu. Ben de cevaben; “Onu nasıl sevmem ki, Resûlullah Efendimiz, bir gün Hazret-i Alî'ye, (Yâ Alî, sen bana; Hârun'un Mûsâ'ya yakınlığı gibisin) buyurmuşlardı" dedim
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.