"Sana müjdeler olsun..."

A -
A +

Efendimiz ve şanlı sahâbîler, Uhud Harbi’nden dönüyorlardı.

Kadın ve çocuklar yollara döküldü.
Gâzileri karşılıyorlardı.
Kebşe Hâtun da düştü yollara.
Oğlu Amr, şehîd olmuştu.
Ama, onun derdi başkaydı.
O, Resûlullahı merak ediyordu.
Ve gördü en nihâyet.
Sağ ve selâmetteydi.
Yanına koşup; “Yâ Resûlallah! Anam, babam, canım sana fedâ olsun. Seni sağ gördüm ya, başkası dert değil” dedi.
Oğlu Amr’ı sormadı bile.
Efendimiz, ona bakıp;
“Ey Amr'ın annesi! Sana müjdeler olsun ki, oğlun en yüksek mertebeye erişti. Mahşer günü size şefâat edecek” buyurdu.
● ● ●
Bir de Sümeyrâ Hâtun var.
Yerdeki şehitlere bir göz gezdirdi.
Babasını gördü az ileride.
Bir Fâtiha okuyup koştu ileri.
Sonra kocasını gördü.
O da şehîd olmuştu.
Lâkin onun derdi bunlar değildi.
Onun derdi, Allah’ın Habîbiydi.
Az ileride iki şehit daha gördü.
Bunlar da kardeşleriydi.
Fâtiha okuyup koşturdu ileri.
Nihâyet Resûlullahı gördü uzaktan.
Onu sağ görünce unuttu her şeyi.
Sevince garkoldu.

Ve yanına koşup; “Yâ Resûlallah! Babam, kocam, kardeşlerim şehit düşmüşlerse de gam değil. Hamdolsun ki seni hayâtta buldum. Sana bir şey olsaydı o zaman mahvolurduk!” dedi."Sana müjdeler olsun..."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.