"Beni mâzur görün Sultân'ım"

A -
A +
Alî Semerkandî hazretleri zamânında, Bursa'da bir çekirge âfeti zuhûr eder. Ve hubûbâta çok zarar verir. Önüne geçmeye uğraşılır. Ama netîce alınamaz. Âlim ve velîlere haber salınır. Ve buna çâreler sorulur. Büyük velî Alî Semerkandî hazretlerine de biri gelir. Durumu kısaca arz edip; “Hocam çâre nedir?” der. Mübârek zât, âsâsıyla çıkardığı sudan ona biraz verir ve “Bu sudan serpin, haşerattan eser kalmaz” buyurur. Denileni aynen yaparlar. Hakîkaten tesîr eder. Çekirgeler orayı terk eder. Pâdişâh, Alî Semerkandî hazretlerini Bursa'ya dâvet eder. Gelince bizzât karşılar. Oturup sohbet ederler. Daha sonra büyük velî; “Bana müsaade” der. Ve gitmek için izin ister. Pâdişâh ricâ eder: “Az daha kalsaydınız hocam.” Büyük velî; “Beni mâzur görün Sultân'ım” der. Pâdişâh; “Pekâlâ, bir emriniz var mı?" der. Büyük zât buyurur ki: “Çamlıdere insanı fakîrdir Sultân'ım. Onlara bir ihsânda bulunsanız. Meselâ askerlikten af, vergiden muaf olsalar.” Pâdişâh, “Emriniz olur” der. Ve bir ferman yazdırıp arz eder...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.