"Başını secdeden kaldır!"

A -
A +
Mahşer halkı, hesâbın başlaması için Efendimize yalvarırlar.
Efendimiz, onlara;
"Rabbim izin verirse ben şefâat ederim” buyurur.
Sonra Arş-ı âlâya varır.
Ve bir secdeye kapanır.
Bin sene secdede kalır.
Çoklarının, haramdan kazandıkları mallar, boyunlarında birer dağ gibi (halka) olur.
Ağlayıp inlerler!
Zekâtı verilmeyen mallar, koca bir (yılan) olup sâhiplerinin boyunlarına dolanır.
"Bu nedir?" derler.
"Bunlar, dünyâda zekâtını vermediğiniz mallardır” denir.
Bâzılarının avret mahallerinden kan, irin ve cerahat akar. Üstelik, pis kokuları vardır!
Bunlar da (zinâ) edicilerdir.
Kiminin dili böğrüne sarkmıştır.
Bunlar da (iftirâ) edenlerdir.
Hak teâlâ, Efendimize;
"Yâ Muhammed! Başını secdeden kaldır ve şefâat eyle, kabûl olunur” buyurur.
Efendimiz, bu hitâbı işitir.
Başını secdeden kaldırıp;
"Yâ ilâhî! Kulların arasından iyi ve kötüleri ayır ki, bu azâba tahammülleri kalmadı" der.
Duâsı kabûl olur.
Ve Mîzan kurulur.
Ehl-i mahşer izdihamdan kurtulur.
Ama bu çileler, Cehennem azâbı yanında, denizde damla bile değildir!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.