"Bu ne güzel söz, ne tatlı kelâm…"

A -
A +
Birinci Akabe Bîatında, Müslüman Medîneliler, Resûlullah’tan, kendilerine İslâmiyeti öğretecek bir öğretmen istediler. Efendimiz, bu iş için Mus'ab bin Ümeyr'i görevlendirdi. O, bu emri aldı. Medîne'ye vardı. Ve insanlara İslâmiyyeti öğretmeye başladı. Bir gün, sohbet ediyordu ki, Evs kabîlesinin reisi Üseyyid geldi. Elinde mızrak vardı. Onu yere sapladı. Ve olanca hiddetiyle; "Sen insanları aldatıyorsun. Eğer ölmek istemiyorsan, derhâl çek git buradan!" dedi. O, bunları dinledi. Hiç sinirlenmedi. Aksine, nâzik bir lisanla; "Hele biraz otur, bizi dinle. Belki beğenir kabul edersin. Beğenmezsen giderim" dedi. Üseyyid sâkinleşti. Ve bir yere oturdu. Hazreti Mus'ab Kur’ân-ı kerîm okudu. Kur’ân-ı kerîmin eşsiz belâgatı ve tatlı üslûbunu işiten Üseyyid duygulandı! Kendini tutamadı. Ve ona dönüp; "Bu ne güzel söz, ne tatlı kelâm. Bu dîne girmek için ne yapmalıyım?" diye sordu.  Mus'ab, ona İslâmiyeti anlattı. Kelime-i şehâdeti öğretti. O da hemen Müslüman oldu...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.