"O üzümleri bana satsana!"

A -
A +
Abdürrezzak Alî Efendi, 1800'lü yıllarda Erzurum'da yaşamış. Bir gün yolda giderken bir Hristiyana rastladı.
Üzüm götürüyordu pazara.
Bir şarapçıya satacaktı onları.
Bu zat şu teklifte bulundu ona:
“Bu üzümleri bana satsana!”
“Neden sana satacakmışım?”
“Üzümler öyle istiyor.”
“Üzümler mi öyle istiyor?”
“Evet ya, onlar istiyor.”
“Ne diyorsun, kim ne istiyor?”
“Şu üzümler, bana satılmayı istiyorlar. Haydi sat onları bana.”
Bu defâ sinirlendi iyice!
“Git be yâ üzüm konuşur mu?”
“Konuşuyorlar işte.”
“Ne diyorlar peki?”
“Bu adam, bizi bir şarapçıya satacak. Bizse şarap olmak istemiyoruz. Ne olur satın al da kurtar bizi diyorlar.”
Hristiyan donup kalmıştı.
Rengi (kül) gibi oldu.
Bayılıp yere düştü oracıkta!
Ayılınca, Müslüman oldu.
Yakınları sordular:
“Niçin Müslüman oldun?”
Cevâben “Benim bu niyetimi kimse bilmiyordu. Bu zât bildiğine göre, dîni haktır diye düşündüm ve îmânla şereflendim” dedi.
Ve ilâve etti.
“Siz de îmân edip kurtarın kendinizi sonsuz Cehennemden!”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.