"Evet, tıpkı söylediğin gibidir!"

A -
A +
Abdülhakîm Arvâsî hazretlerinin yıllarca özel hizmetini yapmakla şereflenen Şâkir Efendi şöyle anlatıyor:
Efendi Baba ile, büyük velî Abdülfettâh-i Akrî hazretlerinin kabrini ziyârete gittik.
Ayakkabılarını çıkardı.
Kabristana çorapla girdi.
Sonra bana dönüp;
“Gözlerini yum ve ne gördüğünü bana söyle” buyurdu.
Gözlerimi yumdum.
O anda uzun boylu, heybetli, esmer ve çok nûrânî bir zât belirdi karşımda.
Gördüğümü arz ettim.
Efendi hazretleri;
“Evet, tıpkı söylediğin gibidir. O, İstanbul'daki en büyük üç evliyâdan biridir” buyurdu.
● ● ●
Efendi hazretlerinin yeğeni Fâruk Işık Bey de şöyle anlatıyor:
Bir gün balkondan taş zemîne düşmüştü bizim Nevzât. Koma hâlinde hastâneye yetiştirdik.
Aklî melekesini kaybetmişti.
Çok tabiplere gösterdik.
Bize; “Ümit yok” dediler.
Efendi’ye arz ettik.
“Bana getirin!” buyurdu.
Götürüp şefkatli kollarına teslim ettik Nevzât'ı.
Sevgiyle baktı ona.
Okuyup duâlar etti.
Çok şükür kavuştu şifâya.
Öyle ki, iz bile kalmadı o dertten
Hattâ avukatlık yaptı uzun yıllar...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.