"Gece rüyâda öptüğün gibi öp!"

A -
A +
Abdülhakîm Arvâsî hazretlerinin sevdiklerinden Yûsüf Ziyâ Bey, bu velîyi gördü rüyâda.
Elini öpmek için eğildi.
Büyük velî, elinin ayasını açtı.
O da elinin içini öptü ve uyandı.
Sabahleyin huzûruna vardı.
Elini öpmek için eğilince, büyük velî, elinin ayasını uzatıp;
“Gece öptüğün gibi öp!” buyurdu...
Bu zât, bazen sevdikleriyle deniz sâhillerine giderdi.
Rumeli Kavağı'na.
Altınkum sâhiline.
Vapurun üst ve arka kısmında oturur, karşısına da sevdiği birini oturturdu genellikle.
Sebebi sorulunca da;
“Uygunsuz biri gelip oturmasın diye sizi oturtuyorum” buyururdu.
Bir gün de Beylerbeyi'ne gidip sâhilin tenhâ bir yerine oturdular.
Uzun sohbet oldu.
Hava da çok sıcaktı.
Kalktı ve denize girdi mübârek.
Onu tanıyan biri, bu zâtı görünce, kalbinden dedi ki:
“Evliyâ, hiç denize girer mi?"
O anda bir darlık girdi kalbine.
Ve gitmedi bu sıkıntı ondan.
Doktor, ilâç... Kurtulamıyordu...
Bu defâ kendi kendine;
“Ben, o evliyâ zât hakkında yanlış düşündüm" dedi.
Mahcup hâlde vardı huzûruna.
Ve özür diledi bu büyük velîden.
O gün o darlık gitti ondan.
Ve kurtuldu bu sıkıntıdan...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.