Adana Lezzet Festivali Gelenekselin gücü

Bir şehir: Adana
Bir Vali: Mahmut Demirtaş 
Bir festival ve tema:  Adana Lezzet Festivali ‘Gelenekselin Gücü Adına’

BİR ŞEHİR; hem özel bir şehir hem de yirmi dört saat yedi gün yaşayan ve yaşatan… Türkiye’nin en kalabalık altıncı şehri. Aslında çok göç almış ancak geleneksel yapısını olabildiğince korumuş bir yer. Epey büyük, Akdeniz Bölgesi’nin belki de en büyüğü. Adana’da birçok iç ve dış etkenin oluşturduğu sentez, şehrin kültürüne damgasını vurmuş. Verimli topraklar ve coğrafi konumu sebebi ile tarih öncesi çağlardan başlayarak değişik ulusların akınına uğramış Adana’da, Çukurova kültürünü her yönüyle hissediyorsunuz. Adana ovasında yerleşimin artmasıyla tarımda ve sanayileşmedeki büyük atılımlar olmuş ve olmaya devam ediyor. Bu durum bölge kültüründe büyük değişikliklere yol açmış. Yayla, deniz ve ova kültürünün aynı coğrafyada buluşması farklı bir şehir kültürü ortaya çıkarmış. Adana anıtlar, müzeler, tiyatrolar ve sinema şehri. Adana elbette sinema, tiyatro sanatçıları, müzisyenler, ressamlar ve hattatlar şehri. Adana’da Anadolu folklorunun genel karakteristiği bazı değişikliklerle aynen görülmekte. Gelenek ve görenekler, folklorun bölge içinde diğer bölgelere göre başkalaşmasına önemli ölçüde etken olmuş... Kısaca Adana her anlamda özel. 

BİR VALİ; Sayın Mahmut Demirtaş… Kendisiyle festival çadırında kısa bir sohbet yapma fırsatı buldum. İtiraf ediyorum çok şaşırdım. Eğer bütün illerimizde bu geniş görüşlülük, kararlılık ve farkındalıkta valiler olsa sanırım çok daha farklı bir sıçrama görebiliriz.  Sayın Vali şehrin kalkınmasının topyekûn bir anlayış ve şehrin gerçeklerinin farkında olmakla mümkün olabileceğinin altını çiziyor ve halktan kopuk hiçbir projenin başarılı olabileceğine inanmıyor. Düşüncesini her kelimesinde davranışında ve uygulamasında hissediyorsunuz. Turizmin Adana açısından öneminin, değerinin farkında ve artık tüm dünyada önemli bir turizm başlığı olan gastronomi konusunu ciddiye alıyor.  Şaşırtıcı bir şekilde Adana’da gastronomi stratejisini adım adım anlatıyor. Açıkçası hem çok şaşırdım hem de kıskandım. “Keşke” dedim içimden “Keşke memleketimde de bu geniş görüşlülük, bu bakış ve anlayış olsa”. Neyse biz konumuza dönelim. Sayın Vali iktidarın şehre yaklaşımının altını çiziyor ve iktidarının gücünün şehrin her santimetrekaresinde hissedildiğini ifade ediyor.  Festivallerin halktan kopuk olmaması gerektiğinin altını çiziyor ve salonlara sıkışmış monolog formlardan çıkıp halkla bütünleşmenin önemini ifade ediyor; ancak bunu yaparken gereken disiplin, düzen, şıklık gibi kavramların atlanmaması gerektiğini de vurguluyor. Sayın Vali, geleneksel mutfağımıza ait değerlerin dünyada hak ettiği yeri alması ve gastronominin ülkemizin ekonomik açıdan getiri sağlayan en önemli sektörlerden biri hâline dönüşebilmesi için çalışmalarını planlı ve kararlı bir şekilde sürdürdüklerini belirtiyor. Sürdürülebilirlik için yerel değerlerin yozlaşmadan öne çıkarılması, mevcut geleneksel mutfak bilgisinin günümüz şartlarına adapte edilirken özü korunarak geleceğe aktarılması gereğinin önemine değiniyor. Festival boyunca her adımda bu söylenenleri görüyor, izliyorsunuz. Sanırım hatta korkarım siz de kıskandınız.
BİR FESTİVAL VE TEMA…  Adana mutfak kültürü sekiz bin yıllık birikimin, deneyimin sofralara taşınmış yüzü. Aslında Adana mutfağı konargöçer, köy, kasaba kültürü ve dış göçler sebebiyle çeşitli illerden kültürler ile yoğunlaşmış.  Allah vergisi bir coğrafya zenginliği ile taçlanmış. Bütün şehirler gibi geçen zaman Adana mutfağında da etkili olmuş ve bir bölümü unutulmaya yüz tutmuş. Neyse ki Adana halkının mutfak konusunda tutucu olması, binlerce yılda oluşan bu kültürün yaşamasını sağlamış.  Adana insanı, çeşitli mutfak kültürleriyle beslenen mutfağını kendi yetenekleriyle sentezleyerek kendi damak zevkine uygun bir özgün bir adana mutfağı oluşturmuş. Adana Lezzet Festivali’nin “GELENEKSELİN GÜCÜ ADINA” teması muhteşemdi. Katılım ise şaşılacak düzeyde yüksekti.  Adana Valisi Sayın Mahmut Demirtaş, Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, 2 Michelin yıldızlı ünlü şef Alexandre Dionisio, Fransa Le Bureau D’étude Gastronomique Direktörü Sebastien Ripari, bu yılın konuk ülkesi olan Çin Halk Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi Yu Hongyang ve Çin Halk Cumhuriyeti’nden gelen şefler…   Ünlü Türk şefler, yerel kebap ustaları, geleneksel Adana mutfağını en iyi şekilde temsil eden Kınalı Eller grubundan kadınlar, geleneksel kıyafetleriyle Adana Olgunlaşma Enstitüsü ekibi… Ve binlerce insan Adana’da caddelerde, sokaklarda, etkinlik alanında idi. Sizin anlayacağınız festival Adana’ya, Adana festivale yakışmıştı. Adanalılar festivallerini sahiplenmişlerdi. 

Festivalde sadece yemek değil ilhamını mutfaktan alan sanatsal işler de yer almıştı. Gönül Paksoy “ATIKSIZ TASARIMLAR SERGİSİ” ve Lalehan Uysal “HAYATIN MÜCEVHERLERİ TOHUMLAR” fotoğraf sergisi festivalin öne çıkan yönlerinden biriydi.

Ünlü Türk ve yabancı şefler Sahrap Soysal, Eyüp Kemal Sevinç ve Bruno Santa Cruz’un yer aldığı “GELENEK VE GELECEK”, ünlü Şef  “Yunus Emre Akkor ile “KINALI ELLER”, ünlü şef Hazer Amani ile “ADANA SOKAK LEZZETLERİ”, Danilo Zanna ile ADANA,  Ebru Erke ve Adanalı şef Türev Uludağ ile “ADANA’NIN SAKLI KALMIŞ VEJETARYEN HAZİNESİ” başlıklı gastroshow’lar, İlhan Koçulu ile “PEYNİR TADIMI” ve İtalyan uzman Massimo De Rienzo ile “ZEYTİNYAĞI TADIMI” başlıklı etkinlikler ile festival çok ama çok yukarılara taşınmıştı.
Birbirinden özgün mahallî yemek ustalarının Adana mutfağından en geleneksel lezzetleri sunduğu atölye ve şovların yanı sıra, ünlü diyetisyen ve beslenme uzmanı Dilara Koçak ile “SAĞLIKLI ADANA MUTFAĞI”, “ADANA’NIN EN ESKİ KEBAP USTALARI İLE DUAYENLER BULUŞMASI”, ünlü şef Somer Sivrioğlu ile “YURT DIŞINDA TÜRK MUTFAĞI: DÖNERCİDEN RESTORANA BİR YOLCULUK”, ünlü gezeteci ve yemek kültürü yazarı Ahmet Örs ile “GELENEKSEL MUTFAK MI MODERN MUTFAK MI?”, Gamze Cizreli ve Murat Kolbaşı ile “MARKA OLUŞTURANLAR”, Barış Tansever, Kaya Demirer ile “GASTRONOMİ TURİZMİ” festival programından benim için öne çıkanlardı.
Bir şehir valisine inanmıştı ve şehir arkasından yürüdü. Sonuç muhteşemdi. İnanıyorum ki, Sayın Vali her konuda aynı tutarlılık ve kararlılıkla Adana için çok daha özel işlere imza atacak. Elbette Vali yalnız değildi; çalışma arkadaşları ve yüzlerce emek veren kişiyle başarılı ve umut veren bir festival başarılmıştı. Yolun açık olsun ADANA!