Zaman da bıktı bizden çünkü hep ona bıraktık

A -
A +

Satışa endeksli bir turizm zaman kaybıdır ve kalıcı değildir; çünkü çabuk tüketilecektir. Elinizdeki kaynaklar ne kadar çeşitli ve özgün olursa o
kadar çok ve uzun süreli satılabilir.

Turizm; genel bir tanımı olsa da birçok şekilde tanımlanabilir; ama bence günümüz şartlarında kısaca REFAHIN ARTMASI İÇİN DIŞARIDAN KAYNAK TRANSFERİ. Turizm yörenin doğasına, kültürel ve tarihî varlıklarına, insanına zarar vermeden onları örselemeden yapılırsa yarar getirir.
Bugün hemen hemen bütün şehirlerimizde şehirlerin tanınma ve kalkınmasında bir araç olacak şekilde turizm çabası var. Rekabetin kalite ile aşıldığı pazarda turizm ekonomik refah yolunda önemli bir araç olabilir. Turizm anlamında BAŞARI ölçülü bir denge ihtiyacı duyar. Yerel yönetim ile kamu yönetiminin iş birliği ve bu iş birliğine İNANAN ve katkı veren sivil toplum.

GASTRONOMİ DEĞERDİR
En temel gerçek benzerlerinden ayrılarak bilinirliğin artırılması ve tercih edilen yerlerden biri hâline gelebilmektir. Bunu yaparken önemli olan şehrin kendine has özgün özellikleridir. Ancak hedef kitle belirlenmeden yapılacak çalışmalar kafa karışıklıkları ve kargaşa getirir. DOĞA ve TARİH ile yetinmeyip, onları sahiplenebilecek ve bu düşüncesini başkalarına hissettirecek kültür seviyesi yüksek gruplar doğru hedef gruplardır. Çünkü kültür öncelikli gezginler genel ortalamaya göre daha eğitimli, daha meraklı, gittiği yerde daha fazla zaman ve para harcayabilen, toplumsal statüsü daha yüksek, en önemlisi çevreye ve kültürel mirasa daha duyarlı gruplardır.
Bu gerçeklerin farkında olmadan yapılan planlamalar ya kısa vadeli sonuçlar getirir ya da beklenmeyen sonuçlara götürür.  Konu kültür odaklı turizm olunca en değerli varlıklardan birisi kuşkusuz gastronomidir.
Hazırlanması ile tüketilmesi arasında uzun ve zorlu bir süreç yaşanan yiyecek ve içecek meselesi herkesin algılaması çerçevesinde şekillenir. İşte bu algı bir KÜLTÜR HADİSESİDİR. Bütün bu süreçte en belirleyici unsur doğal olarak insandır. Hayatın temel taşı yiyecek ve içecek gerçeğini, hayatta kalmanın malzemesi olarak görmek, insanlığın ilk var oluşundaki ilkelliğe işaret eder.

KAYBOLAN YILLARIMIZ…
Peki, ülkemizde basit bir analiz yapalım. Bu gerçeği gören ve bu anlamda sonuç alınan adımlar atan siyaset ve kamu yöneticileri var mı? Korkarım cevap hayır olacaktır. PANDEMİ sürecinde en çok konuşulan şey TURİZM oldu. Çünkü ülkemizin en önemli girdisi TURİZM, aslında şehirlerimizin de en önemli girdisi. Yine ülkemizin en önemli İSTİHDAM kaynağı TURİZM.  
Dikkat! ZAMAN, EN İYİ YAZARDIR, HER ZAMAN MÜKEMMEL SONU YAZAR.
Satışa endeksli bir turizm zaman kaybıdır ve kalıcı değildir; çünkü çabuk tüketilecektir. Elinizdeki kaynaklar ne kadar çeşitli ve özgün olursa o kadar çok ve uzun süreli satılabilir. Ülkemizin yetkili organları en üstten en alta bu durumu anlayabilmiş midir? Korkarım HAYIR. Anlayabilen, bu konuda potansiyeli olan ve yerel bazda çaba gösteren illerimiz var:
ADANA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE, GAZİANTEP BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE, ŞANLIURFA VALİLİK, ERZURUM BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE, AFYONKARAHİSAR VALİLİK, TOKAT VALİLİK ve BELEDİYE, GİRESUN VALİLİK, KAHRAMANMARAŞ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE.
Peki, HATAY, MARDİN, DİYARBAKIR, KONYA, KASTAMONU, KAYSERİ, DENİZLİ, TRABZON, BURSA. SAMSUN, SİNOP pardon unutmuşum bu potansiyeli çok yüksek illerin yöneticilerinin çok daha önemli işleri var. Ama olan bu şehirlere oluyor. Çünkü en değerli olan şey korkarım kaybedilen yıllar, yani ZAMAN.
Ne demişler EN BÜYÜK ZAMAN HIRSIZI, KARARSIZLIKTIR.

RESMİN BÜYÜK HALİ İÇİN GÖRSELE TIKLAYIN

Zaman da bıktı bizden çünkü hep ona bıraktık

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.