Fâtih Sultân Mehmed Hân'ı kısaca tanıyalım

A -
A +

Bilindiği gibi, Osmanlı padişahlarının yedincisi olan Fâtih Sultân Mehmed Hân, 1431'de Edirne'de doğmuş, 30 sene iktidârda kalmış ve bu ayın başında [3 Mayıs 1481'de] Gebze'de vefât etmiştir. Naaşının İstanbul'a getirilmesi 22 Mayıs'ta, İstanbul'u fethi ise 29 Mayıs'ta olmuştur. Bu bakımdan Mayıs ayına, "Fetih ve Fâtih Ayı" dense lâyıktır. Çünkü bir çağın kapanıp yeni bir çağın açılışına başlangıç kabûl edilen ve sâdece Türk ve İslâm târihinde değil, dünyâ târihinde çok önemli bir hâdise olan "İstanbul'un Fethi" bu ayda gerçekleşmiştir. Anadolu'ya gelen bir avuç insan olan şerefli atalarımız, kısa zamanda beylik, hânlık [hâkânlık], devlet ve cihân imparatorluğu meydâna getirmişler, hattâ dünyanın en büyük imparatorluklarından birini kurmuşlar, ayrıca bütün Müslümânların başı hâline gelmişler, ya'nî hilâfet merkezi olmuşlardır. Fransız târihçisi Grengur, "Bu yeni imparatorluğun teessüsü, beşer târihinin en büyük ve en hayrete değer vak'alarından biridir" demektedir... Târih boyunca kurduğumuz 117 Türk Devleti içerisinde şüphesiz ki en uzun ömürlüsü, en büyüğü ve en muhteşemi Osmânlı İmparatorluğu'dur. Bu imparatorluk, dünyânın en büyük üç imparatorluğundan biridir ve 624 yıl hükümrân olmuştur. [Diğer ikisi ise, Roma ve İngiltere İmparatorluklarıdır.] Osmânlı İmparatorluğu, Sultân 3. Murâd Hân devrinde [1595 yılında], 23 milyon 344 bin 700 km2 üzerinde hüküm süren muhteşem bir devletti. Osmânlı İmparatorluğu, 624 yıllık ömrünün, 322 yılını, dünyâda lider devlet olarak geçirdi... Türk târihi, sayılamayacak kadar çok kahramân ve cihângîrle doludur. Fâtih Sultân Mehmed de bunların başlarında gelir. İstanbul'u, biz torunlarına mîrâs bırakan Fâtih'in hayâtı, Garp'ta ve Şark'ta asırlar boyu, her cephesiyle incelenmiş, hakkında nice kitaplar yazılmıştır. Büyük bir askerî dehâya sâhip ve târihin en büyük hükümdârlarından olan Fâtih Sultân Mehmed Hân, otuz senelik saltanat devrinde, 2 İmparatorluk, 4 Krallık, 6 Prenslik ve 5 de Dükalık olmak üzere, toplam 17 devlete son vermiştir. O, çok mükemmel yetişmiş bir hükümdârdır. Arapça, Farsça, Lâtince, Sırpça ve Yunanca'yı çok iyi bilen, Avrupa ilim ve tekniğini de en üst seviyede takip eden Fâtih, çeşitli ilimleri öğrenmek için devrin en mütehassıs âlimlerini kendisine hoca ta'yîn ederdi. Bunlar her gün muayyen sâatte gelip kendisine ders okuturlardı. Akşemseddîn, Akbıyık Sultân, Hocazâde, Molla Gürânî, Molla İlyâs, Sirâceddîn Halebî, Molla Abdülkâdir, Hasan Samsûnî, Molla Hayreddîn... gibi büyük âlimler ona hocalık yapmışlardır. ASKERÎ VE SİYASÎ DEHÂ Askerlik, târih, coğrafya, matematik ve astronomi ilimlerine karşı husûsî bir merâkı olan sultân, bilhâssa kelâm ve matematikte devrinin otoritelerindendi. Edebiyâta da merâkı çoktu; hattâ "Avnî" mahlasıyla şiirler de yazmıştır. Kumandânlığı ile diplomatlığı dâimâ berâber yürütürdü. Askerî ve siyâsî sâhada eşsiz bir dehâ idi. Fâtih, ordu ve donanmasını iyi bir şekilde tekâmül ettirmişti. Osmanlı donanmasının tekâmül etmiş şekilde kurucusunun Fâtih olduğunu râhatlıkla söyleyebiliriz. Topçuluğa gerekli ehemmiyeti veren ilk padişâhtır. Fâtih, o târihe kadar görülmeyen sayı ve çapta top yaptırmıştır. Topların balistik ve mukâvemet hesaplarını da bizzât kendisi yapmıştır. 1481 senesinde yine 300.000 kişilik çok kudretli ve büyük ordusuyla yeni bir zafer yolunda iken, yukarıda belirttiğimiz gibi 3 Mayıs 1481 günü Gebze'de vefât etmiştir. Cenâzesi İstanbul'a getirilip 22 Mayıs 1481 günü, Fâtih Câmii bahçesindeki kabrine tevdî edilmiştir. [Cenâb-ı Hak, ona ganî ganî rahmet eylesin.] Makâlemizin sonunda şunu da belirtelim ki, onun vefâtı ile Hristiyânlık dünyâsı bayram yapıp kiliselerinde 3 gün çan çalmışlardır. ["Denizden damla" misâli anlatmaya çalıştığımız Fâtih hakkında bu bilgilerle iktifâ edip yarın da inşâallah bir nebze "İstanbul'un fethi"ni ele alalım.]

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.