"Otuz üç senede sekiz şey öğrendim!"

A -
A +
Evliyânın büyüklerinden olan Hâtim-i Esâm hazretleri, Şakîk-i Belhî'nin talebesidir... Şakîk hazretleri bir gün kendisine şöyle sordu:
-Ey Hâtim! Otuz üç senede benden ne öğrendin?
Hâtim-i Esâm;
-Sizden sekiz şey öğrendim hocam, dedi ve şöyle sıraladı:
Birincisi, baktım insanların sevdiği değer verdiği şeylerin hiçbiri onunla beraber mezara girmiyor. Bu hali görünce, aradım, taradım, Allahü teâlâya yapılan ibadetlerden başka mezarda da onunla beraber olacak sadık bir sevgili bulunmadığını gördüm. Dost olarak onları seçtim ve onlara sarıldım.
İkincisi, insanlara baktım, herkes, arzuları, keyifleri peşinde koşuyor. Şu mealdeki ayet-i kerimeyi düşündüm: "Allahü teâlâdan korkarak nefislerine uymayanlar, elbette Cennete gideceklerdir." Nefsimi düşman bilerek, ona aldanmamaya karar verdim.

ALLAH YOLUNDA HARCADIM!
Üçüncüsü, herkesin binbir sıkıntıya girerek, dünyalık toplamaya uğraştıklarını gördüm. Şu mealdeki ayet-i kerimeyi düşündüm: 
Dünya malından, sarıldığınız, sakladığınız her şey, yanınızda kalmayacak, sizden ayrılacaktır! Ancak Allah rızası için yaptığınız iyilikler ve ibadetler sizinle beraber kalacaktır!" Dünya için topladıklarımı, Allah yolunda harcadım. Dördüncüsü, insanlara baktım, birbirlerine hased ediyorlar, birbirlerinin mevkilerine, mallarına ve ilimlerine göz dikiyorlar. Şu mealdeki ayet-i kerimeyi düşündüm: "Dünyadaki maddi, manevi bütün rızıklarını aralarında taksim ettik." Allahü teâlânın ezelde yaptığı taksime ve çalışınca Rabbimin gönderdiğine razı oldum.
Beşincisi, insanlara baktım, birçokları insanlık şerefini, amirlikte, evlad ve mal çokluğunda aramaktalar. Şu mealdeki ayet-i kerimeyi düşündüm: "En şerefliniz ve en kıymetliniz, Allahü teâlâdan çok korkanınızdır." İnsanların yanıldıklarını anladım ve takvaya sarıldım.
Altıncısı, insanlara baktım. Birbirlerine düşmanlık ettiklerini gördüm ve bir ayet-i kerimenin şu meali âlisini düşündüm: "Sizin düşmanınız şeytandır. Yani, sizi, Allah yolundan, Müslümanlıktan ayırmak için uğraşanlardır. Bunları düşman biliniz." Şeytanı ve onun gibi Müslümanlarla uğraşanları düşman bilip, sözlerine aldanmadım, onlara uymadım. Yedincisi, baktım herkes haram ve şüpheli şeylere de dalıyorlar ve zillete düşüyorlar. Bir ayet-i kerimenin şu meal-i âlisini düşündüm: "Allahü teâlâ tarafından rızkı gönderilmeyen yeryüzünde bir canlı yoktur." Allahın, rızkımı göndereceğine söz verdiğine, elbette göndereceğine güvenerek Onun emrettiği gibi çalıştım.
Sekizincisi, baktım herkes, bir kimseye veya bir şeye güveniyor. Şu âyet-i kerimeyi düşündüm: "Allahü teâlâ, yalnız kendisine güvenenlerin her zaman imdadına yetişir." Her işimde yalnız Allahü teâlâya güvendim...
Şakîk hazretleri, talebesinden bu sözleri işitince şöyle buyurdu:
-Yâ Hâtim! Allahü teâlâ, her işinde imdadına yetişsin! Hazreti Mûsâ'nın Tevrât'ına, Hazreti Îsâ'nın İncil'ine, Hazreti Dâvûd'un Zebûr'una ve Muhammed aleyhisselâmın Kur'ân-ı kerîmine baktım. Bu dört kitabın bu sekiz temel üzerinde bulunduğunu gördüm. Bu sekiz esâsı ezberleyip bunlara uyanlar, hayatlarını bunların üzerine kuranlar, bu dört kitaba uymuş, emirlerini yapmış olurlar dedi.

Çolak bakkal!..
Hâtim hazretlerine "Esâm" (kulağı duymaz) denilmesinin sebebi şöyle anlatılır: Birisi onunla konuşurken kazayla yellendi. O mübarek de adamcağız utanmasın diye "Yüksek sesle konuş, ancak o zaman duyabiliyorum" dedi. Bu yüzden ona "Esâm" denildi...
Muhammed Râzî anlatır:
Senelerce Hâtim-i Esâm'ın hizmetinde bulundum. Yumuşak huyluydu. Sadece bir kere kızdığını gördüm. O da, pazardan geçerken bir bakkal, çok sevdiği bir talebesini yakalamış;
-Malımı alıp yedin, borcunu öde, diyordu. Hâtim bunu görünce;
-Ey Efendi! Biraz yardımcı ol, borcunu ödemesi için biraz mühlet tanı, dedi. Fakat bakkal;
-Olmaz, diye dayattı. Bunun üzerine çok sinirlenen Hâtim-i Esâm, yanında taşıdığı havlusunu yere vurdu. Bir anda pazarın ortası altınlarla doldu. Hâtim-i Esâm bakkala:
-Alacağın ne kadarsa onu al, tamah edip fazlasını alma, sonra elin kurur, dedi.
Bakkal alacağını aldı, fakat para hırsından biraz daha almaya kalkınca derhal eli kurudu ve çolak oldu...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.