Bir yağmur duası...

A -
A +
Ya'kûb Germiyânî hazretleri, büyük velîlerdendir. Kütahyalıdır.1571 (H.979) târihinde İstanbul'da vefât etti. Kocamustafapaşa semtinde Sünbül Efendi Câmii civârında medfûndur.
Bu mübarek zatın baba ve dedeleri Osmanlı ordusunda yüksek rütbe sâhibi kimselerdi... Ya'kûb Efendi, ilim öğrenmek husûsundaki gayretleri sebebiyle zamânında bulunan yüksek âlimlerin sohbet meclislerinde ve derslerinde yetişerek kemâle geldi, olgunlaştı. Fazîlet ve irfân sâhibi olmakta ve tasavvuf yolunda ilerlemekte yüksek istidât ve kâbiliyet sâhibi bir zat oldu. Duası makbul kimselerdendi...
***
Kânûnî Sultan Süleymân Hân devrinde bir ara yağmur yağmadı ve insanlar kuraklıktan çok muzdarip olmuşlardı. İstanbul halkı, yağmur duâsına çıkılmasına karar verdi. Pâdişâh da çıktı...
O gün, Okmeydanı'nda büyük bir kalabalık toplandı. Öyle ki bu toplulukta, başta pâdişâh olmak üzere; âlimler, vâliler, idâreciler, vezirler, zengin fakir herkes vardı...
Osmanlı sultanları yapacakları bütün mühim işlerde, mutlaka Şeyhülislâma danışırlar, onun fetvâsına uygun hareket ederlerdi. Bunun için Şeyhülislâm Ebüssü'ûd Efendi'den, yağmur duâsını kimin yapmasının münâsib olacağı suâl edildi. O da;
-Duâyı, Pâdişâh veya onun münâsib gördüğü bir zât eder, buyurdu. Bunun üzerine Pâdişâh;
-Ya'kûb Germiyânî duâ eylesin, dedi... Ya'kûb Efendi ise, kendisini buna ehil, münâsib görmeyip mahcûb oldu ve bir yere gizlendi. Oğlu Yûsuf Efendinin, yerini bildirmesiyle arayıp buldular. Gelmek istemedi ise de;
-Pâdişâh efendimizin emridir, dediler. Bunun üzerine mecbûren kalkıp geldi ve duâ etti. Orada bulunanlar "Âmîn" dediler...
Bu duâ bereketiyle öyle yağmur yağdı ki, her taraf sularla doldu... İnsanlar, onun büyük bir âlim ve yüksek bir velî olduğunu, bu hâdise ile daha iyi anladılar. O ise kendisini; âciz, aşağı, bu işe lâyık olmayan biri gördüğünden çok mahcub olmuştu...
Ya'kûb Germiyânî hazretleri duâ günü, gizlendiği yeri haber verip meydana çıkmasına sebeb olduğu için, daha sonra oğlu Yûsuf Efendiye "Ben o meclise varmayacaktım. Bizi kırıklığa uğratıp, ömrümde, çekemeyeceğim mahcûbiyete müptelâ olmama sebeb oldun" diye sitem etti. Çünkü o, kendisini duâ etmeye, duâsının kabûl olmasına lâyık görmeyerek çok tevâzu gösterirdi...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.