Mirza Cân'ın "Cânânı"

A -
A +
Mazhar-ı Can-ı Canan hazretleri, evliyanın büyüklerindendir. Seyyiddir. Silsile-i aliyyenin yirmi yedincisidir... İsmi, Şemseddin Habibullah'tır. Babası Mirza Cân'dır. Onun ismine izafeten "Cân-ı Cânân" denilmiştir. 1701 yılında Hindistan'da doğdu. 1781'de Delhi'de, Moğollar ve Mecusiler tarafından şehid edildi...
Bu mübarek zatın ceddi, ileri gelen devlet adamlarından olup, Teymuriyye sultanlarına yakınlıkları vardı...
Kendisi bizzat şöyle anlatmıştır: "Çocuktum. Bir kimse babamla konuşuyordu. İmam-ı Rabbani hazretlerinden bahsettiler. Ben o anda imam-ı Rabbani hazretlerinin ruhaniyetini gördüm. Bana oradan kalkmam için işaret etti. Bu hâli babama söyleyince; 'Anlaşıldı ki, sen onların yolundan istifade edeceksin' dedi. Allahü teâlâ benim tıynetime, sünnet-i seniyyeye ittiba etme, uyma hasletini yerleştirmiş..."
İlim tahsilini de şöyle anlatmıştır: "Bir gün Seyyid Nur Muhammed Bedayuni'nin huzuruna gittim. Mübarek yüzünü görünce marifet sahibi bir zat olduğunu anladım. Sohbeti kalbe safa veriyor, cana can katıyordu. İyice anlaşılmıştı ki, arayanlar maksada onun huzurunda kavuşuyor, ölmüş kalb onun huzurunda dirilip itminana eriyor. Hakk'a kavuşmak orada müyesser oluyordu. Beni talebeliğe kabul etti. Çok iltifatına kavuştum. Kısa zamanda tasavvuf hallerine gark olmuştum ve büyüklerin tarif ettiği maksada, sırr-ı tevhide yükseldim..."
Hocası Seyyid Nur Muhammed'in vefatından sonra, insanları irşada ve doğru yolu anlatmaya başlayan Mazhar-ı Can-ı Canan hazretlerinin derslerine, sohbetlerine âlimler, amirler, veliler ve halk devam edip ondan feyz aldılar. Senaullah Pani-pütî, Gulam Kakî, Seyyid Âlimullah, Seyyid Abdullah Dehlevî gibi büyük âlimler ve veliler yetiştirdi.
Talebelerine buyurdu ki: "Fıkıh bilgilerini öğretiniz. Fıkıhsız din olmaz. Ehl-i sünnet itikadını öğretmeye, yaymaya pek ehemmiyet veriniz."
Vefatının yaklaştığı günlerde talebelerinden Molla Nesim, memleketine gidip dönmek üzere izin istediğinde, bu talebesine; "Artık seninle bir daha görüşeceğimiz malum değildir" buyurdu. Bu sözleriyle vefat edeceğine işaret etmişti. Bunu işiten talebeleri ağlaşmaya başlayıp gözyaşlarını tutamadılar. Bir müddet sonra da vefat etti. Allahü teala şefaatlerine nail eylesin...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.