Aslanın yanında aslanlık taslanmaz!

A -
A +

Bir aslan, bir kurt ve bir de tilki ava çıktılar. Dağda, bir dağ öküzü, bir dağ keçisi, bir de tavşan yakaladılar. Kurt ile tilki, bu hayvanların, aralarında taksim edilmesini istiyorlardı. 

 

 
 
Akıllı insan, başa gelen olaylardan, sıkıntılardan ders alır. Olaylardan ders almayıp, aynı tehlikeye tekrar düşmek ahmaklık alametidir. Hadis-i şerifte "Mümin bir delikten iki defa ısırılmaz" buyuruldu. Yani (Şuurlu mümin, başına gelen olaydan ders alır, ikinci defa aynı hataya düşmez) demektir... Mevlânâ hazretleri "Mesnevî"de ibretlik bir hikâye anlatır:
Bir aslan, bir kurt ve bir de tilki ava çıktılar. Dağda, bir dağ öküzü, bir dağ keçisi, bir de tavşan yakaladılar. Kurt ile tilki, bu hayvanların, aralarında taksim edilmesini istiyorlardı. Fakat, aslandan çekindikleri için, yüzüne karşı bunu söyleyemiyorlardı.
Aslan bunların maksatlarını anladı. Kurda dedi ki:
- Ey kurt, al bu avları benim vekilim olarak adilane taksim et! Ben de böylece senin nasıl bir cevher olduğunu öğreneyim!..
Kurt şöyle cevap verdi:
- Ey şahım! Öküz size kalsın. Zira o iridir. Siz de büyük ve kuvvetlisiniz. Keçi benim! Çünkü benim gibi orta büyüklükte. Tilkiye de tavşan uygundur.
Aslan bu taksime çok kızdı. Kükreyerek kurda dedi ki:
- Bu ne biçim taksim? Benim olduğum yerde, sen nasıl “ben” diyebiliyorsun? Ben hayvanların hakimiyim. Kurtlar köpek soyundandır. Sen kendini bir varlık olarak görüp, yanımda nasıl kendine pay ayırabilirsin?
Sonra da bir pençe darbesiyle kurdun başını kopardı ve tilkiye dönerek dedi ki:
- Şu paylaşma işini sen yap bakalım!
Tilki "başüstüne" dedi ve taksimi şöyle yaptı:
- Bu sığır, kralımın kuşluk yemeği, keçi öğle, tavşan da, şahımın akşam yemeği olması çok uygundur.
Aslan, tilkinin bu taksimini çok beğendi ve sordu:
- Ey tilki, çok adaletli bir iş yaptın! Bu paylaştırmayı kimden öğrendin?
- Ey hayvanların şahı! Bu adaletli taksimi, şu yerde kanlar içinde yatan kurt kardeşin hâlinden öğrendim.
- Mademki, işini hatasız yaptın, bu üç hayvanı da sana verdim. Bunlar benim sana ihsanım olsun! Al git!
Aslan bundan sonra, tilkiye hitaben dedi ki:
- Ey tilki, senin bize sadık olduğun anlaşıldı. Artık seni incitmemiz, üzmemiz uygun olmaz. Artık aramızda senlik, benlik kalmadı. Kurdun hâlinden ibret alabilmişsin. Bundan sonra sen, benim yanımda tilki değil aslansın!
Tilki kendi kendine dedi ki:
"İyi ki aslan, taksim işini kurttan sonra bana verdi. Yoksa hâlim ne olurdu?"
Evet, haddini bilmeyen kimse, kurdun durumuna düşer. Aslanın yanında, ona aslanlık taslamak aptallık değil de nedir?..
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.