"Halifeliğe kendim talip olmadım!.."

A -
A +
"Ey Halife! Eğer sen, Allahü teâlânın rızâsını gözetirsen, Allahü teâlâ sana yardımcı kimseler gönderir. Allahü teâlânın yardımı herkesin niyetinin derecesine göredir..."   Sâlim bin Abdullah hazretleri, Abdullah bin Ömer'in oğlu ve hazret-i Ömer'in de torunudur. Bu mübarek zat; herkes tarafından sevilen, İslâmın güzel ahlâkı ile bezenmiş, dinde yüksek derecelere kavuşmuştur. Zamanının halîfesi, Ömer bin Abdülazîz hazretleri, kendisine mektup yazarak dedi ki: "Kendim talip olmadığım hâlde, halîfelik vazîfesi bana verildi. Allahü teâlâ böyle takdîr etmiş. Yüklendiğim bu vazîfede beni muvaffak kılmasını, insanları söz dinler ve itâatkâr eylemesini, yardımcı kılmasını, benim onlara karşı merhamet ve adâletle muâmele etmemi nasîp eylesin!.. Bu mektubum sana ulaşınca, bana, dedeniz Ömer bin Hattâb'ın yaşayışı ve ahlâkı ile alâkalı bilgi lütfediniz. Çünkü ben O'nun izindeyim. O'nun hayatını ve yaşayışını kendime örnek alıyorum..." Sâlim bin Abdullah hazretleri, Halîfe'ye şu cevabı yazdı: "Ey Ömer bin Abdülazîz! Dünyada iken çeşit çeşit lezzetleri tadıp hayatını zevk ve sefâ içinde geçirenlerin, öldükten sonra kafataslarına, o güzelim gözlerin akıp yerlerinde meydana gelen korkunç çukurlara bak! Yine haram-helâl demeden ne bulduysa karnına dolduran kimselerin, öldükten sonraki hâline bak! O doymak bilmeyen karınlarının parçalanıp, ne iğrenç hâle geldiğine bak da ibret al!.. Bunların içinde senin gibi hükümdar olanlar da vardı. Sağlığında kendisini hesaba katmadıkları kimseler bile, bunlardan tiksinmektedirler. Allahü teâlâ, dünya hayatını çok kısa eyledi. Onun başından sonuna kadar olan zamanı, günün bir saati gibi yaptı. Sonra dünya ve dünyadakilerin son bulmalarını diledi... Allahü teâlâ, insanlara peygamberleri vâsıtasıyla kitaplar gönderdi. Bunlarla emirlerini ve yasaklarını helâl ve haramları, emirlerine itâat edenlere vereceği mükâfatı ve isyân edenlere de vereceği cezâyı bildirdi. Ey Halife! Sen şimdi sıradan bir insan değilsin! Büyük bir vazîfeyi üzerine aldın. Bu hususta Allahü teâlâdan başka yardımcın yoktur. Kendini ve ehlini muhâfaza edip, hak ve hukûku gözetmen büyük bir nimettir. Çünkü senden önce geçenlerden bir kısmı yapacaklarını yaptılar. Hakkı öldürüp bâtıl ve bid'at şeyleri ortaya çıkardılar. Ortaya çıkardıkları bu bid'atleri, Sünnet-i seniyye zannettiler. Bid'at ehli kimselerin yetişmesine fırsat verdiler. İlim sahiplerine fırsat verdilerse de çok eziyet ettiler. Sen onlara rahatlık ve genişlik vermekle beraber, eziyet ve sıkıntı kapısını kapalı tut!

Eğer sen, Allahü teâlânın rızâsını gözetirsen, Allahü teâlâ sana yardımcı kimseler gönderir. Allahü teâlânın yardımı herkesin niyetinin derecesine göredir..."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.