"Sanki vücudumda bir diken ağacı var!"

A -
A +

Hazreti Ömer (radıyallahü anh) ölüm anını anlatıyor: "Allaha yeminle söylerim, şu ân, iki omzumda sanki birer dağ var. Sanki vücudumda bir diken ağacı var..."

 

 
Ölüm gerçeğini idrak edemeyen, ölüm anında ve ölümden sonra başına gelecekleri bilmeyen kimse hayatın kıymetini de bilemez... Bir gün, Resûlullah efendimiz, Ensârdan birinin başı ucunda ölüm meleğini gördü. Ona hitâben dedi ki: 
-Ey ölüm meleği! Dostuma iyi muamele et. Zira o bir mümindir. Ölüm meleği cevaben dedi ki: 
-Yâ Resûlallah! Ben her mümine iyi muamele ederim. Ben insanoğlunun ruhunu alırım. Ruhunu aldığım şahsın âile efradından, yakınlarından birisi vâh edince derim ki: "Bu feryâd da ne? Allah'a yeminle söylerim ki, biz ona zulmetmedik. Ecelini geriye bırakmadığımız gibi öne de almadık. Onun ruhunu almakta bizim bir müdahalemiz yoktur. Sizler, ey bu ölünün yakınları! Eğer Allahın hükmüne rıza gösterirseniz, ecrini alırsınız. Yok, O'nun hükmüne razı olmaz, feryâd-ı figân ederseniz günaha girersiniz. Sizin bize bir kapınız, bir merdiveniniz yoktur. Fakat biz size mutlaka yine geleceğiz. Sakının, sakının... İster karada olsun, ister denizde, ister muhkem evlerde bulunsun, isterse çadırlarda. Hiçbir âile efrâdı yoktur ki, ben, her gün mutlaka onların yüzüne dikkatle bakmış olmayayım. Hatta öyle ki, onların küçüklerini de büyüklerini de tanırım. Yâ Resûlallah! Ben şânı yüce olan Allahın emri olmadan bir sivrisineğin canını bile kabzedemem!.." 
         ***
Abdullah ibni Ömer (radıyallahü anhümâ) hazretleri anlatır:
-Babam Hazreti Ömer, sık sık "Ölmek üzere olan, fakat aklı başında bulunan birisi, yanındakilere ölümü niçin anlatmaz, şaşarım!.." derdi... Nihâyet her fani gibi babamın da ölüm anı geldi. Kendisine o sözünü hatırlattım. 
- Ey oğulcuğum! Ölüm, anlatılmayacak kadar büyük. Bununla beraber sana ondan bir nebze bahsedeyim. Allah'a yeminle söylerim, şu ân, iki omzumda sanki birer dağ var. Sanki ruhum iğnenin deliğinden çıkarılıyor. Sanki vücudumda bir diken ağacı var. Sanki gökler çökmüş de ben, yerle bu ikisi arasında sıkışmışım... Daha sonra şöyle buyurdu:
-Ey oğulcuğum! Benim hayatım üç devreye ayrılır. Önceleri ben, Muhammed aleyhisselamı öldürmek isteyenlerin en önde gelenlerinden idim. Eğer bu sıralarda ölmüş olsaydım, hâlim nice olurdu? Sonra, şânı yüce olan Allah beni İslâmiyetle şereflendirdi; bana doğru ve hak yolu gösterdi. Hayatımın bu devresinde, Resûlullah benim için insanlarını en sevimlisi oldu. Aynı zamanda, Allah Resûlü bana iltifâtlarda bulundu. Keşke bu devrede ölseydim. Resûlullahın vefâtından sonra, dünya işleriyle meşgul olduk. Bu devre, benim hayatımın üçüncü devresidir. Bilmiyorum, şânı yüce olan Allahın katında hâlim nice olur?..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.