"Ömrümde hiç puta secde etmiş değilim"

A -
A +
Resûlullah Efendimiz (sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem) Eshâbı ile oturuyordu. Hazret-i Ebû Bekr dedi ki: "Yâ Resûlallah! Senin hakkın için ki, ömrümde hiç puta secde etmedim!"
 
 
Hazret-i Ebû Bekr'in “radıyallahü teâlâ anh” annesi Ümmül Hayr Hâtun'un doğan her oğlu vefât ederdi. Ebû Bekr doğunca kucağına alıp, hemen Beyt-i şerîfe getirdi. Orada dedi ki: 
"Ey, Beyt-i harâmın Rabbi! Ey Makâm-ı Mültezemin sâhibi. Senden ricâ ederim ki, yeni doğmuş bu çocuğu bana bağışlayasın. Mamur edesin!"
Birdenbire makâmdan [Beyt-i şerîften] bir beyâz el çıkıp, Ebû Bekr'in eline yapıştı. Bir ses işitildi ki: 
"Ey Allahın kulu olan kadın. Kucağındaki çocuk kurtulacak. Allahü teâlânın Resûlünün dostu olacak. Resûlullahtan “sallallahü aleyhi ve sellem” sonra halîfesi olacak..." 
Ümmül Hayr, bunu işitip, şükür secdesine kapandı...
           ***
Kâdı Ebül Hasen, Ebû Hüreyre'den “radıyallahü teâlâ anh” şöyle rivâyet etmiştir: 
Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri bir gün Eshâb-ı güzîn “rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecmaîn” ile oturmuşlardı. Konuşma esnâsında, Hazret-i Ebû Bekr “radıyallahü teâlâ anh” dedi ki: 
-Yâ Resûlallah! Senin hakkın için söylerim ki, ben ömrümde hiç saneme [puta] secde etmiş değilim.
Hazret-i Ömer;
-Niçin Resûlullah hakkına yemin edersin. Bu kadar câhiliye zamanımız geçti, dedi.
Hazret-i Ebû Bekr “radıyallahü anh” dedi ki: 
-Babam Ebû Kuhâfe, bir gün beni alıp, puthâneye götürdü. "Bunlar senin ilâhındır, bunlara secde eyle" dedi. Beni oraya koyup, gitti. Ben ileri vardım. Puta, "karnım aç, bana yiyecek ver" dedim. Cevap vermedi. Su istedim. Cevap vermedi. "Elbisem yok, bana elbise ver" dedim. Cevap vermedi. Elime bir taş alıp, "bu taşı senin üzerine atarım, eğer ilâh isen mâni ol" dedim. Cevap vermedi. Taşı atıp, puta vurdum. Yüzükoyun düştü. Babam gelip, gördü. Bana dedi ki: "Ey oğul. Niçin böyle edersin?" Elimden tutup, eve götürdü. Anneme durumu anlattı. Annem dedi ki: "Bunu kendi hâline koyalım. Bunun hakkında, Allahü teâlâ tarafından bana hitap gelmişti. Eseri zuhûr edecektir..." Sonra ben anneme sordum: "Benim için sana gelen hitap ne idi?" Annem dedi ki: "Seni doğurmam yakın olduğu gece, ağrı tutup, ızdırâba düştüm. Gaipten bir ses geldi ki: 'Ey hâtun! Müjdeler olsun sana ki, senden bir vücut zuhûra gelecektir. Yerde adı Atîk ve semâda Sıddîk ve Hazret-i Muhammed'e “sallallahü aleyhi ve sellem” yâr ve refîk olacaktır' dedi."
Ebû Hüreyre hazretleri der ki: "Ebû Bekr sözünü tamamladı. Cebrâîl aleyhisselâm nâzil olup, Resûlullaha 'Ebû Bekr gerçek söyler' diye üç kerre tekrar etti." [Menâkıb-ı Çihâr Yâr-i Güzîn]
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.