"Ben bu belaya sabrederim!.."

A -
A +
Hazret-i Osman'ın evini muhasara ettiler. "Niçin karşılık vermezsin" dediklerinde buyurdu ki: "Resûlullah benim ile sözleşmiştir. Ben bu belaya sabrederim." 
 
 
Hazret-i Osman "radıyallahü anh" Aşere-i mübeşşeredendir. Yani cennetle müjdelenen on kişiden biridir. Üçüncü halîfedir. Resûlullahın iki kızını aldığı için "Zinnûreyn" (İki nûr sâhibi) denir. (Bi­ri Rukayye, biri de Ümm-ü Gülsüm'dür "radıyallahü anhünne". Rukayye vefât edince hazret-i Ümm-ü Gülsüm'ü nikâhladılar.)
Zevcesi Rukayye “radıyallahü anhâ” ile iki kerre Habeşistan'a ve sonra Medîne-i münevvereye hicret eden Hazret-i Osman, çok zengin bir tüccar idi. Bütün malını, dîn-i islâm için sarf etti. Hilm ve hayâ ile meşhûrdur. Hicretin 24. sene başı olan Muharremin birinci günü halîfe seçildi. Kıbrıs adası onun Hilafetinde fetholundu. 
Hazret-i Osman bütün malını ve mülkünü Resulullah "sallallahü aleyhi ve sellem" için feda etti. Mesela, Tebük gazvesinde, kendi ticaret malından üç bin deve, 70 at, on bin altın getirdi...
Resulullah efendimiz, "Mescidimizi genişletene, Cennette daha iyisi vardır, Cennet onun içindir" buyurunca, etrafındaki altı arsayı satın alıp mescide ekledi... Hadîs-i şerîflerle medh-ü senâ edildi... Namazda bir rekatte bütün Kur’ân-ı kerîmi okuyan dört kimseden biridir. Çok okumaktan iki mushaf eskitti... Böyle mübarek bir zatı, Kur’ân-ı kerîm okurken şehit ettiler... 
         ***
Âişe-i Sıddîka “radıyallahü teâlâ anhâ” validemiz şöyle nakil buyurmuştur: 
Bir gün Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri buyurdu ki: 
-Yâ Âişe! Dilerim ki, eshâbımdan bazısı buraya [yanıma] gelsinler. Onlara bazı söyleyeceklerim vardır. 
Ben "Yâ Resûlallah! Ebû Bekr'i çağırayım mı?" dedim. Bir şey söylemedi. Bildim ki, onu dilemez. Dedim, "Ömer'i çağırayım mı?" Onun için de bir şey demedi. Bildim ki, onu dahi dilemez. Dedim, "Amcan oğlu Ali'yi çağırayım mı?" Ona da bir şey söylemedi. Dedim, "Osman'ı çağırayım mı?" O zaman "Çağır gelsin!" buyurdu. Çağırdım. Gelip Resûlullahın “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” huzûr-ı şerîfinde durdu. Resûlullah hazretleri ona bazı şeyler söyledi. Onun rengi değişti. Bazı şeyler de söyledi. Rengi eski hâlini aldı... 
Hazret-i Osman'ın evini muhasara ettikleri günde, ona "Niçin karşılık vermezsin" dediklerinde "Hazret-i Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” benim ile sözleşmiştir. Bana çok söz söylemiştir. Ben bu belaya sabrederim" dedi. 
Hazret-i Âişe “radıyallahü teâlâ anhâ” demiştir ki: "Benim zannım öyledir ki, hazret-i Habîb-i ekrem “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” o vakit ona böyle şehit olacağını haber vermiştir." [Şevâhid-ün nübüvve]
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.