Ölüm, her Müslüman için hediyedir...

A -
A +
Mümini rahatlandıran, ancak Allahü teâlâya kavuşmaktır. Allahü teâlâya kavuşturduğu için ölüm sevilir. Cenneti isteyen ve ona hazırlanan insan ölümü sever...     Bütün işlerin sonunun ölüm, duracağı yerin mezar, kendisine gelenlerin Münker ve Nekir, gideceği yerin kıyâmet, ebedî kalacağı yerin, Cennet veya Cehennemden biri olduğunu bilen bir kimse için ölümü düşünmekten daha önemli, ölüm için azık toplama çâresinden daha yüksek bir tedbir olabilir mi?.. İşte bunu yapanlar ancak akıllı olanlardır. Nitekim Peygamber efendimiz buyurdu ki: (Akıllı şu kimsedir ki, nefsine hâkim olur ve ölümden sonrası için güzel amel işler, hazırlık yapar.) Ölüme hazırlanan kimsenin kabri Cennet bahçelerinden bir bahçe olur. Ölümü unutup, bütün maksadı zevk ve sefâ olan, âhiret azığını hâtırına bile getirmeyenin mezarı, Cehennem çukurlarından bir çukur olur. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: (İnsanlara nasîhat için ölüm kâfidir.) Ölmek, yok olmak değildir. Varlığı bozmayan bir iştir. Ölüm, rûhun bedene olan bağlılığının sona ermesi, rûhun, bedenden ayrılması, insanın bir hâlden, başka bir hâle dönmesidir. Bir evden, bir eve göç etmektir. Ömer bin Abdülaziz hazretleri "Sizler, ancak ebediyet, sonsuzluk için yaratıldınız! Lâkin bir evden, bir eve göç edersiniz!" buyurdu. Ölüm, mümine hediyedir, nimettir. Günâhı olanlara musibettir. Sâlih olan mümin, ölüm ile dünyanın, eziyet ve yorgunluğundan kurtulur. Müminin ruhunun bedenden ayrılması, esirin hapisten kurtulması gibidir. Mümin öldükten sonra, bu dünyaya geri gelmek istemez. Yalnız şehitler, dünyaya geri gelip bir daha şehit olmak ister. Ölüm, her Müslüman için hediyedir. Müminlere yapılacak ikrâmlardan birincisi, ölümdeki sevinçtir. Mümini rahatlandıran, ancak Allahü teâlâya kavuşmaktır. Allahü teâlâya kavuşturduğu için ölüm sevilir. Cenneti isteyen ve ona hazırlanan insan ölümü sever. Çünkü ölüm olmayınca Cennete girilmez. Kur'ân-ı kerîmde buyuruldu ki: (Habîbim de ki: Eğer ölmekten veya öldürülmekten kaçıyorsanız, bu kaçmanızın size hiçbir faydası olmayacaktır.) Bir kimsenin îmânı son nefeste belli olur. Bir insan bu devlete kavuşunca, Allahü teâlânın ihsânları başlar. Bu anda elbette sevinir. Saâdet sâhibi şu kimsedir ki, Azrâil aleyhisselâm gelip, (Korkma, Erhamürrâhimîne gidiyorsun. Asıl vatanına kavuşuyorsun. Büyük devlete erişiyorsun!) der. Böyle kimseye, bundan daha şerefli bir gün yoktur...                TEŞEKKÜR   Babam Feyzullah Demirbaş'ın vefatı dolayısıyla cenazesine katılan; bizzat gelerek veya telefonla, e-maille taziyelerini bildiren, acımızı paylaşan başta büyüklerimiz olmak üzere tüm dost, akraba ve yakınlarımıza sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.