Akıllı yardımcı, sultanı şöhret sahibi yapar...

A -
A +
Zeki ve akıllı vezir, hükümdarı şöhret sahibi yapar. Çünkü iyi yardımcılar, idareye daima iyi kimseleri alırlar. Bid’at ehli, bozuk itikatlı kimselerden uzak dururlar... 
 

Devlet adamlığı ve devlet işleri büyük sorumluluk ister. İşinin ehli olmayan, inançsız, itikadı bozuk kimselerle çalışmak, onları tefrik edememek ve önemli mevkilere getirmek -velev ki o bir kişi dahi olsa- bütün ülkeye büyük zarar verir. Bunun için, Müslümanların, sultana, devlet başkanına itaat ve hayır dua etmesi, Ehl-i sünnet itikadındandır. 
Büyük Selçuklu Sultanı Muhammed Alparslan bir gün vezirine der ki:
-Sen bana niçin düşmanlık yapıyor ve saltanatıma göz dikiyorsun?
-Ey efendimiz, bu nasıl sözdür? Ben bir bendeyim. Efendimize karşı ne kusur işlemişim?
-Senin kâtibin bir Bâtıni değil mi?
-Efendim o kim oluyor? Ateş olsa cirmi kadar yer yakar; zehir olsa, veremez bir zarar?
-Gidin, o kâtibi getirin!
Hemen gidip kâtibi getirirler. Alparslan sorar:
-Sen Bâtınisin, Bağdat halifesi hak değildir diyorsun, öyle değil mi?
-Hayır ben Bâtıni değil, Rafıziyim.
-Sanki Rafızilik Bâtınilikten üstün mü de bunu kalkan yapıyorsun be adam? Suç senin değil, seni işe alanındır.
Sultan, Rafıziyim diyen Bâtıniyi gönderdikten sonra, at kılından yapılmış bir kilim çıkarır, bir parça kıl çeker ve vezire der ki:
-Bunu kopar!
Vezir alıp koparır. 5 kıl verir, onu da koparır. 20 kılı büküp der ki:
-Bunu kopar bakalım!
Vezir koparamaz. Sultan der ki:
-İşte düşman da tıpkı bunun gibidir: Bir, iki, beş olursa başa çıkmak kolay olur; fakat çoğalıp sırt sırta verdikleri zaman, onlar yerlerinden kaldırılamaz. Bunlar böyle tek tek aramıza girip, memuriyetleri ellerine geçirdikleri zaman, kısa bir sürede Irak'ta isyan zuhur eder ve gizli-açık düşmanlarla bir olurlar. Bizleri helak etmeye çalışırlar. Onun için hizmetçilerinizi iyi seçin! Bize muhalif olanları kendine yaklaşmaya yol verirsen, bu iş, hem kendine, hem de bana karşı ihanet olur... 
Tarihte örnekleri çoktur. Zeki ve akıllı vezir, hükümdarı şöhret sahibi yapmıştır. Çünkü iyi yardımcılar, idareye daima iyi kimseleri almışlardır. Bid’at ehli, bozuk itikatlı kimselerden uzak durmuşlardır.  Neml suresinin 20. âyet-i kerimesi sultanlara, devleti idare edenlere memleketleri hususunda uyanık ve dikkatli olmalarına, halkın işlerini iyi yürütmelerine, tebasından yüksek mertebede olanların durumlarını araştırdığı gibi, aşağıdakilerin hâllerini de sorup öğrenmesine; hepsinin varlığından ve yokluğundan haberdar olması gerektiğine işaret etmektedir...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.