Kibir, Allahü teâlâyı unutmanın alametidir

A -
A +
Her Müslümanın mutlaka kibirden kaçınması şarttır. Bütün Allah dostları, velîler kibirden çok korkmuşlardır. Nefislerini ayaklar altına almışlardır...
 
Kibir, kendisini başkasından üstün görmektir. Kötü huydur ve haramdır. Allahü teâlâyı unutmanın alametidir. Kibirli olan, salih insan olamaz. Her Müslümanın mutlaka kibirden kaçınması şarttır. Bütün Allah dostları, kibirden çok korkmuşlardır. Nefislerini ayaklar altına almışlardır...
Eskiden Bağdat'ta evliya bir zat vardı. Herkes kendisini sever, duâsını almak için gayret ederdi. Her hâliyle örnek bir zat idi. Bir ramazan günü, bir talebesi bu zatı kendi memleketine iftara davet etti. Bu zat da talebesini kırmayıp, bir merkep üzerinde o şehre gitmek üzere yola çıktı. O şehre yaklaştığında bütün şehir halkının yollara döküldüğünü, dört gözle kendisini beklediklerini gördü.
Bu hâli görünce, hemen heybesindeki ekmeği çıkardı. Açıktan hayvanın üzerinde yiyerek halkın arasına girdi. Allah dostu zatın bu hâlini gören halk, neye uğradıklarını anlayamadılar. Aralarında homurdanmalar başladı.
-Âlim dediğiniz, evliyâ dediğiniz zat bu mu?
-İstemiyoruz böyle kimseyi şehrimize. Defolsun, gitsin!
-Ramazan gününde herkesin gözü önünde yemeğe utanmıyor mu?
-Allahtan korkmuyorsa, kuldan bari utansın, gibi sesler yükselmeye başladı. Birçok hakaretten sonra şehre de sokmadılar. O zat geri dönüp gitti...
Talebesi şaşkına dönmüştü. Olanlara bir mânâ veremiyordu. Az zaman sonra, kendine geldi. Kendi kendine, "Bu işin işinde mutlaka bir iş var. Gidip bunun hikmetini öğreneyim" diye düşündü.
Hocasının bulunduğu şehre gelip, huzura çıktı.
-Efendim, bu işinizin mutlaka bir sebebi, hikmeti olmalı fakat, ben anlayamadım. Bu hikmeti bize lütfeder misiniz?
Hocası talebesine buyurdu ki:
-Evladım, şehrin girişinde o kalabalığı görünce bir an için gururlandım, kalbime kibir geldi. Kibir çok büyük günâhtır. Kalbe yerleştiğinde tedavisi çok zor. Bunun tedavisi mümkün değil. Fakat, ramazanda oruç yenildiğinde bunun telafisi mümkün. Ramazandan sonra keffaret orucu tutarak, telafi edilebilir. Bunun için, nefsimi ayaklar altına almak, kalbimdeki kibri yerleşmeden hemen çıkartmak için, büyük bir hakarete maruz kalmam lâzımdı. Bunun için, bu yolu tercih ettim. Yâni çok zarardan kurtulmuk için az zararı tercih ettim. Böylece kalbimi kibir pisliğinden temizlemiş oldum...
Kibirden kurtulmanın yolu tevâzu sahibi olmaktan geçer. Cehennemde sonsuz yanmak korkusu içinde yaşayan kimseye tekebbür mü yakışır, tevâzu mu? Aklı başında olan, kendini ve Rabbini tanıyan kimse, hiç tekebbür edebilir mi?..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.