"Müdara edenler, şehit olarak ölür"

A -
A +
Müdara ederken tatlı dilli ve güler yüzlü olmak gerekir. Hanımına müdara etmeyenin rahatı, huzuru kalmaz.
  Kendisine veya başkalarına zarar gelme korkusundan dolayı iyiliği emretmek ve haramı menetmek mümkün olmazsa, böyle durumlarda fitneye mâni olmak için susmaya müdara denir. Müdara, dini zarardan kurtarmak için dünya menfaatinden vermek, insanlarla iyi geçinmektir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, farzları emrettiği gibi, müdara etmemi de emretti.) [Hakim]
(Müdara edenler, şehit olarak ölür.) [Deylemi]
(Şerefinizi mallarınızla [para ile], dininizi de dilinizle [müdara ederek] koruyun!) [İ. Asakir]
Müdara ederken tatlı dilli ve güler yüzlü olmak gerekir. Talebeye ders verirken müdara gerekir. Hanımına müdara etmeyenin rahatı, huzuru kalmaz. İmam-ı Gazali hazretleri buyurdu ki, insanlar üç kısımdır: 1- Gıda gibi olanlar, her zaman gerekir. 2- İlaç gibi olanlar, bazen gerekir. 3- Hastalık gibi olanlar. Bunlar gerekmez ise de, gelip musallat olur. Bunlardan kurtulmak için, müdara etmek gerekir...
            *** Hüseyin Hilmi Işık "kuddîse sirrûh" hazretleri bir sohbetinde buyurdu ki:
Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) bâzı sahâbîlerle bir evde otururken, birden sıkıntı basmış ve; "Sıkılıyorum yâ Ömer" buyurmuş.
Hazret-i Ömer hemen; "Emret yâ Resûlallah. Ne isterseniz yapalım!" demiş.
Efendimiz; "Şimdi bir Allah düşmanı gelecek, onu görmek, onunla konuşmak beni sıkıyor. O gelecek diye sıkılıyorum" buyurmuş.
Biraz sonra kapı çalınıyor, bir kabîle reisi geliyor. Peygamber Efendimiz ayağa kalkıyor, onu güzelce karşılıyor, yanında yer açıyor, oturtuyor... Onunla tatlı tatlı konuşuyor...
Biraz sonra, o adam kalkıp gidiyor. Peygamber Efendimiz, onu güler yüzle selâmetliyor... Hazret-i Ömer soruyor:
-Yâ Resûlallah, Allahın düşmanı dediğiniz, bu kişi miydi?
Efendimiz "Evet, o idi" buyuruyor. Hazret-i Ömer merak ediyor ve soruyor hemen:
-Yâ Resûlallah, siz ona dost muâmelesi yaptınız, yer verdiniz, tatlı tatlı, neşeli konuştunuz ve güler yüzle uğurladınız, biz bunun hikmetini anlayamadık... Peygamber Efendimiz şöyle izâh ediyorlar:
-Bu, bir kabîle reîsidir. Zengin ve îtibârlı birisidir. Eğer ben onunla iyi geçinirsem, dost muâmelesi yaparsam, o da bana dost muâmelesi yapar. Müslümânlara da dost muâmelesi yapar. Eğer ben ona sert söyleseydim, yer vermeseydim, kapının girişine oturtsaydım, o zaman bana düşman olurdu. Bana bir şey yapamazdı ama Müslümânlardan intikam alırdı. Müslümânlara eziyet ederdi. Müslümânlara eziyet etmesin diye onun kalbini okşadım...
İşte buna, müdara denir kardeşim. Çok mühim...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.