Ehl-i sünnetin reisi İmam-ı a’zam

A -
A +
İmam-ı Malik“Bu zatı tanıyor musunuz? Bu zat, Ebu Hanife Numan bin Sabit’tir. Eğer şu ağaç direk altındır dese, ispat eder!”
 
 
İmam-ı a’zam hazretleri, Ehl-i sünnetin reisidir... Asıl adı Numan’dır. 80 (m. 699) senesinde Kufe’de doğup, 150 [m.767]’de 6 Mayıs'ta Bağdat’ta şehit edildi. Yani bugün o mübarek zatın vefat yıl dönümüdür...
Fıkıh bilgilerini, Ehl-i sünnet itikadını toplayan İmam-ı a’zam hazretleri, bunları yüzlerce talebesine öğretip, kitaplara geçirilmesine sebep oldu... 
Derin ilmi, keskin zekâsı, aklı, zühdü, takvası, hilmi, salahı ve cömertliği yüzlerce kitaplara yazılıp anlatılmıştır...
İmam-ı a’zam hazretleri, ilim öğrenmeye başlayışını kendisi şöyle anlatır:
-Bir gün zamanın âlimlerinden Şabi’nin yanından geçiyordum, beni çağırdı ve; “Nereye devam ediyorsun?” dedi. Ben de; “Çarşıya, pazara!” dedim. “Maksadım o değil, âlimlerden kimin dersine devam ediyorsun?” dedi. “Hiçbirinin dersinde devamlı bulunamıyorum” dedim. “İlim ile uğraşmayı ve âlimler ile görüşmeyi sakın ihmal etme! Ben senin zeki, akıllı ve kabiliyetli bir genç olduğunu görüyorum” dedi. Onun bu sözü bende iyi bir tesir bıraktı. Çarşıyı, pazarı bırakıp, ilim yolunu tuttum...
İmam-ı a’zam, hocası Hammad’ın derslerine yirmi sekiz yıl devam edip emsalsiz bir dereceye ulaştı, daha ders aldığı sırada fıkıhta tanınıp meşhur oldu... Tasavvuf bilgilerini ise Muhammed Bakır, ondan sonra da Silsile-i aliyyenin büyüklerinden olan Cafer-i Sadık hazretlerinden öğrendi. 
Abdullah ibni Mübarek anlatır:
İmam-ı a’zam Ebu Hanife İmam-ı Malik hazretlerinin yanına geldiğinde ayağa kalkıp ona hürmet gösterdi. O gittikten sonra yanındakilere “Bu zatı tanıyor musunuz? Bu zat, Ebu Hanife Numan bin Sabit’tir. Eğer şu ağaç direk altındır dese, ispat eder” dedi...
İmam-ı a’zam hazretleri ticaretle de uğraşırdı. Talebelerinin ihtiyaçlarını kendi kazancından karşılardı. Talebelerini o kadar mükemmel yetiştirmişti ki, başkalarının uzun zamanda buldukları hükümleri onlar kısa zamanda bulurdu. Onun ders usulünü ve talebelerini görmek için gelen, aralarında Tabiinin büyüklerinin de bulunduğu ilmî bir heyet onların bu üstünlüğünü, başarısını görerek büyük bir memnuniyetle ayrılmışlardır. Talebelerine; “Sizler benim kalbimin sevinci, hüznümün tesellisisiniz” buyururdu...
Hasılı imam-ı a’zam Ebu Hanife, İslamiyet’in, Müslümanlardan doğru bir itikad (Ehl-i sünnet itikadı), doğru bir amel ve güzel bir ahlak istediğini bildirmiş, ömrü boyunca bu kurtuluş yolunu anlatmıştır. Vefatından sonra da yetiştirdiği talebeleri ve kitapları asırlar boyunca gelen bütün Müslümanlara ışık tutmuş ve rehber olmuştur... Allahü teala şefaatlerine nâil eylesin. Âmin...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.