Herkesin heykeli kendine
Heykele operasyon düzenlendi, haberi güzeldi. Dünyada bir ilk olması bile muhtemel. Ben olsam görmezden gelirdim ama kamuoyumuz henüz hazır değil. Baksana memleket ne hâle geldi teröristin heykelini dikiyorlar diyen muhalefet partisi varsa operasyon da olacaktır.
Acaba kanundaki karşılığı ne? Kötü adamların heykeli dikilemez diye bir kanun var mı? Hem sana bana göre kötü olan onlara göre kahraman. Kanunlara göre kahraman olması şartı var mı?
Görmezden gelseydik bir müddet sonra küllenirdi. Belki kendilerine göre önemli günlerde onlar da kendi heykellerine çelenk kor, geçit yaparlardı. Herkesin heykeli kendine. Heykelin millîsi mi olur?
ERBİL'DE BİR KÖY
Bu köyün bir örnek olması dışında özelliği yok. Arazilerin sahibi Türkiye'de yaşıyor. Doğrudan malumat alabiliyoruz. Oradaki yapı hakkında fikir veriyor.
"Bizim köy şehir merkezine uzak" diyor. Uzak dediği köy otomobille merkeze 1.5 saat. Yakın olsaymış toplu konut istilasına uğrarmış. Ben istila diyorum. Onlar çok para ederdi, binlerce dairemiz olurdu diyor.
30 sene önce bu köyde her yer ekilip biçilirmiş. Hayvancılık yapılırmış. Köyün neredeyse tamamı bir ailenin. Terk edilmişlik görüntüsünden kurtarmak için köyde yaşayacak, kendi namına bedel ödemeden ekip biçecek aileler arıyorlarmış ama son yıllarda hiç kimse köyde yaşamak ve çalışmak istemiyormuş.
"Barzani herkesi maaşa bağladı. İnsanların çalışmaya ihtiyacı yok" diyor.
Herkes değişik isimler altında 300-500 dolar maaş alıyormuş. Köyde bile yaşasa her ihtiyacını şehirden karşılıyormuş. Durumu biraz daha iyi olanlar yabancı işçi çalıştırıyormuş. Hindistan'dan gelip çalışanlar varmış. Türkiye'den gidenler varmış.
Değirmenin suyu petrolden gelince dipsiz kuyu gibi oluyor. Bu insanlar bu hayata alıştıktan sonra normal hayata nasıl dönecekler. Petrol 30 bilemedin 40 sene sonra tedavülden kalkacak. Bir de bir asırdır bu konforu yaşayanlar var. Onları da büyük bir felaket bekliyor. Petrol üreten ülkelerin insanları imtiyazlı aileler dışında toplama kamplarında yaşayan mülteciler gibi olacak.
ALMAN İSTİHBARATI
Ali Nihat Özcan, Alman istihbaratının Türkiye'yi dinlediğine dair haberler üzerine sormuş:
"Almanya'ya kızmalı mıyız? Cevabım hayır. Fakat faaliyetleri açığa çıktığı için dalga geçebilirsiniz. Son tahlilde onlar kendi işini yapacaklar, Türkiye de kendi işini. Daha önce de yazdığım gibi; 'ülkeler dost olabilir ama istihbarat örgütleri, asla.' Stratejik sürprizlerin sadece düşmanlardan değil, sıklıkla dostlardan da geldiği bir dünyada yaşadığımızı unutmamalıyız."
Benim için en makul değerlendirme bu. Bakın ters çevirince ne çıkıyor ortaya. MİT'in Almanya'yı dinlediğine dair bir haber çıksa biz ne yaparız? Alışık olduğumuz gibi bir hainin veya hainlerin sızdırdığını söyleriz. Hainler sızdırınca bizim kusurumuz kabahatimiz olmuyor, malum. Onlarda da bir hain sızdırmışsa ne olacak? Almanya mazur sayılmaz mı? Bir başka ülkenin istihbarat teşkilatı kendi amacı için üfürdüyse zaaf, hainleri sızdırdıysa mazlum ve mazur.. Veya onların haini bizim neyimiz oluyor. Bizim hainlerimiz onların nesi olur.. Amaan karışık oldu. Sadece ters-düz bakmayı deneyin yeter. Dünya Türk'üm, doğruyum, çalışkanım ekseninde dönmüyor.