Kobeni kapısında

A -
A +
Çözüm süreci sekteye uğrarsa, dönüp başa gelirsek..30 yıl boyunca yaptığımız gibi yine PKK, terör, şehidler, ölenler, yakılan ve yıkılan yerler, olağanüstü haller olursa nasıl bir değerlendirme yapacağız?
Şöyle diyebilir miyiz: Biz devlet olarak elimizden geleni yaptık ama olmadı. Olmadının ardından ne gelir? Mücadeleye devam. Mücadele deyince ne anlamalıyız? 30 yıllık maziyi..30 yıl boyunca yaptığımız işi.
Kobani'deki Kürtlerin yardımına neden gitmedik sorusuna medyadan, resmi demeçlerden bir cevap bulmak mümkün değil. 
Yabancı basındaki haber ve yorumlardan bazı ipuçları çıkıyor ama onlar da işimize gelmiyor. Başta Kürtlerle ittifak için bir kapı aralanmış görüntüsü vardı. Kobani'yi IŞİD'ten kurtarmak için gidince ister isremez PYD ile yanyana çarpışmış olacaktık, doğrudan olmasa da dolaylı yoldan PKK'lılar da yardıma gelecekti vs. IŞİD'le PKK'yı aynı kefeye koyunca bu kapı kapandı. Acaba barış süreci başladığı zaman dağdaki, sınır dışındaki silahlı Kürtlerin nasıl değerlendirileceğine, uzun vadede topluma ve sisteme nasıl entegre edileceğine dair çok alternatifli değerlendirmeler yapılmamış mıdır? O günlerde çok heyecanlı bir şekilde hadi silahlarınızı bırakın ve sınır dışına çıkın, biz gözümüzü kapatacağız ve sizi görmeyeceğiz demiştik. Sonra bu konu küllendi. Sonra bu işlerin o kadar da kolay olmadığı, hayatı dağda geçen bu insanların başka beklentilerinin olduğu anlaşıldı. IŞİD'le ortak mücadele bize bu imkanı verebilirdi, olmadı.
....
Her harekatın riski var. Biz oraya girmeyecek olsak da bunların hesapları yapılmıştır. Mesela sınırlı bir harekatta zayiatın azami -asgari ne kadar olacağı biliniyordur. Bunun iç kamuoyuna anlatılmasının zorluğu düşünülmüştür. Neticede içeriye takdimini vatan evlatları sınır dışındaki Kürtler için feda edildi şeklinde yapanlar çıkacaktır. Hiç kimse istemez oradan şehidlerin gelmesini. İçerde terörle mücadelede istemediğimiz gibi. Fakat diğer taraftan bakınca büyük devlet olma iddiamız var bu nasıl olacak ona cevap bulamıyoruz. NATO'nun en büyük 2. ordusuyuz. Artık eskiden olduğu gibi iki ülke karşı karşıya gelip savaşmıyor. 40 türlü denge hesabı var. Bizim sebebsiz yere birisine saldırmamız mümkün olmadığı gibi başkalarının da bize saldırması o kadar kolay değil. Bu büyüklük hangi denklemde bizim için avantaj olacak?
....
Koalisyon ortaklarının çoğu bilmem kaç bin kiliometre ötede. Bu dert bizim sınırımızda. Dert bizim derdimiz.Mülteciler bizim kapımızda. Bizim sınırlarımız iltihaplanmış. İşe bu tarafından bakınca şart ileri sürmek, prensipleri dikte etmek onlar için ne ölçüde kaygılandırıcı sayılır. Tamam, hassasiyetinize ve ilkelerinize saygı duyuyoruz buyurun dilediğiniz gibi yapın denilse yapacağımız şey belli mi?
Biden özür diledi, çok da iyi oldu, haklılığımız anlaşıldı iyi de ne işimize yaradı veya yarayacak..Suriye'ye takılıp kalmayın, talebi var.
Suriye gündeme alınmadan asla, diyorsak sonrası hesaplarımız ve öngörümüz dahilinde ise yolumuz açık olsun.
Değilse, şartlar hesap hatası bizi buraya sürüklediyse  çok acil ve esnek ve çok ihtimalli değerlendirmelere ihtiyaç var. On yıllık emekler ve güzel gelişmeler heba olmasın.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.