17 Aralık'ın mış mışları V E A V N İ L E R İ

A -
A +
Siz de sıkıldınız ama iki yeni soru var. Aslında bu soruları o günlerde soranlar olmuştu. Gürültü patırtı arasında kimse duymadı.
17 Aralık bir darbe teşebbüsü müydü?
Bana göre değildi. Darbe teşebbüsü olmadığını aylar sonra fark ettim.
Peki 17 Aralık yolsuzluk soruşturması mıydı?
Hayır değildi. Bunun masum bir soruşturma olmadığı o gün de belliydi; o konudaki düşüncelerimde bir değişiklik yok.
17 Aralık neydi?
Bir operasyondu.
Kimin operasyonu?
Uluslararası teşkilatların yerli taşeronlar üzerinden yürüttüğü bir operasyon. (taşeronlar kendilerini hep işin merkezinde zannetti, kullanıldıklarını, şişenin kapağını açtıktan sonra raf ömürlerinin kısalacağını kabul edemiyorlar.. Kurtuluşlarının bu iktidarın gitmesine bağlı olduğunu zannediyorlar.)
O zaman amacı neydi, sorusuna cevap bulmak lazım. Muhtemelen bizimkiler muhtemelen değil ümid ederim ki bizimkiler bu amacı sağlıklı şekilde tespit etmiştir. Tespit edilenle kamuoyuna takdim edilen arasındaki farka bir itirazım yok. Tespitlerinin takdim ettikleri gibi olmadığını düşünüyorum.
Amacı tespit ettikten sonra yol tekrar ikiye ayrılır:
Dayatılana paralel hareket etmek.. Dayatmaya rağmen direnmek. Herhalde ölçüp biçip toplayıp çıkarıp bir karara varmışlardır. İpuçları bu kararın direnmek yönünde olduğunu gösteriyor. Gönül ister ki, aradan bu kadar zaman geçtikten sonra oturup tekrar kapalı devre bir durum değerlendirmesi yapsınlar.
İki yeni soruya gelince, Fatih Altaylı sormuşmuş da.. Başkaları da ne güzel soru demişmiş.. Soru da şuymuş:
Efendim, size darbe yapacağını söylediğiniz bu insanların her birini 11 yıllık iktidarınız boyunca siz tayin ettiniz. Siz terfi ettirdiniz. Siz oralara yerleştirdiniz. Şimdi aldanmışız, aldatılmışız diyorsunuz. Ya yine aldatılıyorsanız?
Bu sefer benzeri konularda veya tepki olarak ortaya koyduğunuz tedbirlerde aldatılma ihtimaliniz yok mu, diyor. Demiş.
Bu masum/makul sorunun altında yatan önemli:
Demek istiyorlar ki, gerekçeniz çok mantıklı değil. Darbe teşebbüsü falan yoktu. Bal gibi yolsuzluk soruşturması idi. Engellemek için darbe marbe deyip geçiştiriyorsunuz. Aldatıldık deyip küllemek istiyorsunuz..
Aynı masumiyette soruyorum: Bu teşebbüsün masum bir yolsuzluk soruşturması olduğunu farz edelim. Peki neden 11 yıl boyunca benzeri bir soruşturma yapılmadı?
A) Daha önce bu çapta yolsuzluk olmamıştı. (oysa yolsuzluk hep olur)
B) Olmuştu ama biz görmezden gelmiştik.
Olmamıştıya diyecek bir şey yok. Olmuştu ama görmezden gelmiştik şıkkının devamı var? Neden?
Acaba bu insanlara soruşturmalarda bu soruyu soran olmuş mudur?
.....
Kaldı ki, teknik olarak bir ülkede hükümet ihanet içinde olsa dahi, Cumhurbaşkanına rağmen (haberdar etmeden) Meclis başkanına rağmen, iki savcı ile mali şubedeki dört veya 14 polisin yolsuzluk soruşturması adı altında boyundan büyük işlere yeltenmesi, her bakımdan suçtur. Teorik olarak "Biz, bu ülkedeki herkesten (Hükümetten, Meclisten, Cumhurbaşkanından, yüksek bürokrasiden) dürüstüz anlamına gelir. Herkes yanlış yolda bir tek biz kaldık demek olur. İnandırıcı olmaz. Yine teknik olarak üst akılın hesabı darbe değil de operasyon dahi olsa alttakilerin teşebbüsü başarısız darbe sayılır.
Sonucuna katlanılır. Malum darbe başarılı olunca kahraman olunuyor, başarısız olunca vatan haini.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.