Bana binanı söyle sana kim olduğunu söyleyeyim...

Türkiye'nin hâlihazırda kullanılan en eski adliye binası neresi, bileniniz var mı? İstanbul'dakilerin tamamı yeni. 90 yaşında, 80 yaşında, cumhuriyetle yaşıt bir adliye binası yoktur. Demek ki cumhuriyetin adalet gibi bir derdi olmamış.

..

Biz gecekonduculara yıllarca hep kızdık ama devlet de biraz gecekonduculuk yapmış. Yıkmış, yapmış, genişletmiş, kat ilave etmiş, sığmamış taşınmış, sonra bir daha taşınmış, sonra bir daha taşınmış. Keçi otlatan göçebeler gibi.. Kon-kalk..

Vefa Lisesi'nin kuruluş tarihi  1872.. Binası da o tarihten kalma. Bu bile başlı başına itibardır ama kıymeti bilinmemiş.

İstanbul Erkek Lisesi'nin kuruluş tarihi 1884.. 933'te Düyunu Umumiye binasına taşınmış. Demek ki istenilseydi, eski tarihî binalardan biri elden geçirilerek Adliye binası yapılabilirdi.

İstanbul Üniversitesi kimin binasında? Savunma Bakanlığı'nın.. Türkiye'de üniversite deyince insanların zihninde canlanan fotoğraf o binanın giriş kapısıdır.

Avcılar'da iki sene önce bir yerli oto firmasının satış, servis, yedek parça binası üniversite oldu. Üstünde iri harflerle  .... ÜNİVERSİTESİ  yazıyor. Barzani'nin peşmergeleri bile bu kadarını akıl edemez.

Meclis binanız kaç yaşında?

Allahtan İstanbul'da bir vilayet binanız (binamız) var. Nasıl olmuş da yıkalım, yeniden yapalım, daha büyük yapalım diyen olmamış? Olmamış ama civarını 40'lı, 50'li, 60'lı yıllarda iş hanlarıyla çevirmişler. Talan mı desek istila mı? Yağma daha mı güzel uyar acaba? Çok şükür sembolik de olsa korunmuş, hizmet binaları sağa sola dağıtılmış.

...

Ucu bucağı olmayan adliye sarayı olmaz. Efendim büyük düşünmek lazım, ihtiyaçtır derseniz.. Ne kadar büyük olursa olsun yetmez.

Belediye binası da öyle.. Büyük olunca hizmet kapasitesi artmaz. Hantallaşır. Ondan sonra enerjinizin ve kaynaklarınızın önemli bir kısmını o hantal yapının çarkını çevirmeye ayırırsınız. Gelen, giden, arada kaynayan, kapılar, bacalar, tefrişat, teşrifat, başkanın şeyi, yardımcılarının şeyi, alt katı, üst katı.. Yiyelim içelim şad olalım telaşı başlar.

Bu her kurum için böyle.. Çok büyük hastane olunca hizmet kapasitesi de aynı oranda artıyor mu emin değilim. Bu işleri 50 sene sonra anlar hâle geleceğiz, ama beton yığınlarının arasında yeni düzeni kurmak kolay olmayacak.

....

Ben aklım erdiği günden beri hep İstanbul'da tarihî bir binayı başkanlık sarayı olarak hayal etmişimdir. Kırmadan, dökmeden, sarsmadan elden geçirilen bir bina..

Mesela otel olarak kullanılan Çırağan Sarayı.. Kiracıyı mağdur etmeden bedelini ödeyerek çıkarırsın, zaten altyapısı uygun olan binayı elden geçirip başkanlık sarayı yaparsın. Yeni binayla olmaz. Ankara'da da eski bina olmaz.. Saray da olmaz. Ofis olur.

Saray İstanbul'da olur.

....

Devlet deyince akla gelen ülkelerde başkanlık saraylarının (bazıları ev) mazisi en az 200 yıl. Hiçbiri yıkıp yeniden yapalım, kat çıkalım, arkasına hizmet binası yapalım dememiş.

Devlet budur!