Kim Jong-un (Dünya medyasının sevimli ve gürbüz diktatörü)

A -
A +
Size de tavsiye ederim. Vakit buldukça Google üzerinden bu abi hakkında yazılanlara, fotoğraflara, efsanelere bakın. Bir diktatör bu kadar mı sevimli resmedilir? Bu iş hesapla kitapla mı olur, tipten mi kazanıyor işin içinden çıkamadım.
Video kayıtlarından ve fotoğraflardan şöyle bir sonuç çıkıyor: Mahallede dolaşırken oyun oynayan çocuklarla karşılaşsa, heyeti gönderip onlarla oyuna dalar. Çocuklar da onu görünce sağa sola kaçışmazlar. Belki koşup sarılan bile olur.. Tanıyarak değil tanımadan..
Yine fotoğraf ve notlardan çıkan bir diğer sonuç: Sanki ülke bir baştan öbür başa bir lunapark.. milyonlarca insan parkta görevli. Bu abi de (Kim Jong-un) ara sıra parka gidip oynayan bir çocuk.. Arkasında yaşlı başlı dadılar.. İri şapkalı dadılar.. Abi bir gün fırında, öbür gün atış denemesinde.. Önünde ipad (sonra yerlisini yapmışlar), Google haritası açık.. O harita üzerinden deneme yapıyorlar. Zevkli sayılmaz mı?
Yine abi istese, "Bütün yolları trafiğe kapatın boş yolda tur atacağım" dese, kim ne diyebilir. Kızan söylenen de olmaz. Bizim için şandır, şereftir diyecekler çoğunluktadır, merak etmeyin. Korkudan sesi çıkmayanlar.. Korkudan şan şeref diyenler azınlıkta kalır.
Medyada bazen Jong-un'nın astı-kesti haberleri çıkıyor, dünya zulüm olarak görmüyor. Eğlenceli bir magazin haberi yahut bir film fragmanıymış gibi seyrediyor. "Kim Jong-un, eniştesini köpeklere yedirdi."  Görüntü yok, tasvir var... Fonda belgeselci tonlamasıyla konuşan ses.. Yahu bu kadar da olmaz ki diyenini ben duymadım, sizden duyan oldu mu?
Soru arada kaynamasın: Bu abinin avantajı ne?
Kuzey Kore o coğrafyada değil de Ortadoğu'da olsaydı.. Irak'ın, Suriye'nin, Lübnan'ın oralarda bir yerde. Yine bu kadar sempatik olur muydu, bu kadar rahat davranabilir miydi, haberleri magazin kategorisine girer miydi?
Bir zaman çok sevdiğimiz tabirlerden olan jeopolitik çok önemli midir? Önemli ise insan hakları, adalet, eşitlik, özgürlük yalan olmaz mı?
* * *
Ben de insanım benim de hayallerim var.. Yeni hayalim bu abi ile kanka olmak.. Yılda bir defa kankanın ülkesinde bir aylık tatil.. Beraber teftişe, atış denemesine gitmek.. Trafiğe kapatılmış yollarda hız denemesi yapmak.. İri şapkalı generallerle tek sivil olarak sofraya oturmak kaydıyla.. Kemal Sunal'ın Tosun Paşa filmindeki gibi lavaboya gitmek için ayağa kalkmak.. Sonra vazgeçip oturmak.. (En güzel sahnesidir)
Belki füzenin düğmesine bile bastırır.. Akşam yemeğinden önce bir füze sallarız.. Boşluğa doğru..
Böyle bir ülkeye, devlet başkanı kankanın misafiri olarak gitmek keyifli olur.. Peki orada yaşamak nasıl bir şeydir?
Özgürlük kısmına çok takılmıyorum. Zihnen en özgür sayılanlardan daha rahat olduklarını tahmin edebiliyorum. Ölçülebilir tartılabilir konularda çok mahrum oldukları aşikâr. Elle tutulamayan konularda gelişmiş ülkelerden daha geride olduklarını düşünemiyorum. Mutluluk gibi.. Karnını doyurunca, doyduktan sonra bir köşeye kıvrılınca mutlu olan adamla hanlarda, saraylarda ve çok yüksek standartlarda, hep rekabet, hep gerilim ortamında yaşayanların mutluluğu arasında ne fark var? Bu fark o ülkenin kuzeyini ve güneyini karşılaştırarak bulunabilir mi?
O ülkeyi neden ikiye ayırıp yarısının şu rejimle yarısının bu rejimle idare edilmesine karar vermiş olabilirler?
Adamlar aynı, toprak aynı, rejim farklı. Kahrolsun Batı diye haykırınca aradaki açık kapanır mı? Ya da Batı bize düşman deyince.. Batı Güneye neden düşman değil?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.