HEPİMİZİN AYIBI

A -
A +
Sanayi sitelerinde eli yüzü düzgün esnaf lokantaları var..
Salatasıyla ana yemeğiyle, yanında zeytinyağlısıyla yiyip içip çıkınca sizden istedikleri para 15 lira, bilemedin 20 lira.
Adamların bir de düzeni var: 11'de açarlar, 15'te kapatırlar.
Para da kazanırlar. Kimi üç nesildir aynı işi yapıyor, kiminde ikinci nesil işbaşında.
Yol üzerinde adı azıcık duyulmuş işkembecilerde çorba 10 liradan başlıyor.
15-20 liraya satan yerler var. Mazilerine bakıyoruz en kıdemlisi 2 senelik..
Et lokantası olarak anılan yerlerden ise durumuna göre adam başına 50 ila 100 liraya çıkılıyor.
200-300 lira hesap ödenen absürt yerler var ki, konumuz değil.
Edirne'de 2 liraya, Erzincan'da 1.5 liraya içebildiğiniz çorbayı İstanbul'da 6, 8, 15, 20 liraya içiyorsak açıklamasını nasıl yapıyoruz?
Kirayla, personel maliyeti ile açıklayabiliyor muyuz.
Aradaki fark 3 kat, dört kat eder, diyebiliyor muyuz.
...
Bugün Amerika'nın yüzde doksanında kahveyi 1 dolara içebilirsiniz.
İstanbul'da aynı kahveyi aynı servisle 1 dolara içecek yer bulamazsınız.
Bu farkın sebebi ne?
Maliyet mi, görgüsüzlük mü?
Bir arkadaşım, "Kurs için Dallas'a gitmiştim" dedi; "her akşam Filistinlinin lokantasına takılmaktan sıkıldım.. Açık büfe büyükçe bir lokantaya gittim, belki 80 çeşit yemek vardı.. Yedim içtim.. 6 dolar hesap gelince şaşırdım. 'Bir yanlışlık olmasın' dedim.. Hesabı alan esprili bir adamdı.. 6'nın yanına sıfır koyup 60 dolar yaptı. 100 dolar uzattım, 94 dolar verdi.. 'Siz 6 dolara şaşırdınız ama Amerikalılar bunu bile çok buluyor' dedi."
....
Eskiden böyle düşünmezdim. Talep varsa, o adam o ürünü o fiyata satabiliyorsa helal olsun derdim.
Açıklamam da şöyle olurdu: İşine gelmeyen gitmesin.
Şimdi biraz farklı düşünüyorum.
Yine prestij yerleri olsun, yine sınırlı sayıda insanın gideceği yerler olsun.. Ama ekseriyetin gittiği yerlerde hesap kitap yapılsın.
Bunu kim yapacak.. Biz yapacağız. Dün yapamıyorduk bugün yapacağız.
İstemesek de yapacağız.
....
İlber Ortaylı, toplumdaki görgüsüzlüğü, hesapsız kitapsız harcama ve gösteriş merakının sebebini referans yokluğuna bağlamıştı. İsteyen işin bu derin yönüne de kafa yorar.
Ben şimdilik pratik hesap yapılmasından yanayım.
Üç beş sene sonra harcama alışkanlıklarımızın değişeceğine, mecburen değişeceğine inanıyor, seviniyorum.
* * *
Siz Filistin konusunun yüce bir dava, yedim içtim ucuzdu pahalıydı konularını süfli işler olarak görebilirsiniz. Varın görün. Ama bir ayakları kamuda olan, kamudan geçinen, kamuya iş yapan sonradan görmelerin sonu iyi görünmüyor. İlgilendikleri konularla ilgileri çok eğreti. Keşke büyük işlere biraz ara verip ufak tefek işlere kafa yoranlar da olsa.
Geçen gün muhalif Amberin Zaman, bir danışmanın 7 koruma aracıyla annesini ziyarete gittiğini yazdı. Muhalif olmasaydı yapabileceği ne vardı? Görmezden gelmek.. Görmezden gelince ne olacak..
O adamın ne önemi varmış ki 7 koruma aracıyla ziyarete gidiyor?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.