PUTİN ÜNİVERSİTESİ

A -
A +

Devlet hizmetinde bulunan kişilerin adını üniversitelere verme merakının altında ne var? Vermesinler demiyorum, bu iştiyakın altında yatan sebebi merak ediyorum.
Süleyman Demirel Üniversitesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi, Turgut Özal Üniversitesi..
Putin Üniversitesi yok. Helmut Kohl, George Bush, Margaret Thatcher, Winston Churchill Üniversitesi de yok. Varsa cahilliğime verin.. Bu furyanın incelenmesi lazım.

Vakıf üniversitesi olur adam babasının adını verir.. Devlet hizmetinde bulunmuş birinin  adını verir, bize ne? Kamu üniversitelerini sağa sola serpiştirip isim vermek.. Sonra silmek..
Artık meydan, cadde, sokak adı vereni alanı mutlu etmeye yetmiyor.

O kadar çok cadde adı değiştirdik ki.. Verdim aldım, verdim aldım derdimiz ne? Eski bir genelkurmay başkanının adını bir kışladan silmişlerdi.

Türkiye'de mübalağasız binlerce cumhuriyet meydanı, caddesi, okulu vardır.

Binlerce İnönü, Atatürk meydanı, caddesi, okulu vardır. Bu önem vermek de değil.
Bu hastalığa yakalanan ülkeleri alt alta yazın bakın nasıl bir tablo çıkıyor.

OSMANLICA

Nüfusuna oranladığınız zaman İsrail'de Osmanlıca bilenlerin sayısı Türkiye'den fazladır.

...

950'li yıllar.. Harp Akademilerinde Amerikalı subay ders veriyor.. Duvara astırılan harita Osmanlıca.. Subay, sınıfa dönüp soruyor:

-İçinizde Osmanlıca okuyabilen var mı?

El kaldıran çıkmayınca kendisi okuyor.

...

Ben de Davutoğlu gibi merak ediyorum: Osmanlıca alerjisinin altında ne var? Bu konunun gündeme geliş şekli mi? Herkesin yaka paça götürülüp zorla Osmanlıca öğretileceğini zannediyor olamazlar herhalde. Seçmeli ders.. İsteyen öğrenir isteyen öğrenmez. Aslında derse bile gerek yok.. Şu derecede Osmanlıca yazıp okuyabilen şu kadar yüksek öğrenim bursu alır, denilse herkes bir şekilde ve çok kısa sürede öğrenmenin yolunu bulur.
Kamu görevlilerine yabancı dil tazminatının iki katı teşvik verilse yüzde 30'u bir sene içinde öğrenir.

Sever bizim millet teşviki.. İstismar edilebilecek bir konu değil. Hısım akraba sahtekârlığı yapılamaz.. Zaten hısım akrabalar 150 liralık teşvik sınırını aşmıştır. Garip gurebaya yarar.
Ve hatta kamu çalışanı olmasa da öğrenen herkese (girilecek sınavda derecesi tespit edilmek kaydıyla) aylık şu kadar para ödenecek (veya vergi iadesi alacak, bireysel emeklilik katkısı yüzde 25 yerine 50 olacak) denilse ülke seferber olur. Üç dört sene içinde nüfusun üçte biri Osmanlıca okur yazar.

1600 CC

Özel İhtisas Komisyonumuz bile varmış. Bu kadar sene sonra toplanmışlar, konuşup tartışmışlar bir vergi raporu hazırlamışlar. Medyaya akseden satırlardan anlaşıldığı kadarıyla beylik laflara bezenmiş notlar. Faydası yok.

1600 CC işine de takılmışlar. Bir de çözüm önermişler. Biz 1600 ve üstü demeyelim de.. Kademeli yapalım.. Her 100 CC'de vergi (ÖTV) artsın. Mesela 1400 ile 1600 arasında fark olsun. O zaman da ucuz Çin otolarını teşvik etmiş oluruz, ona nasıl bir çözüm bulalım sorusu çıkmış.. Cevabı yokmuş. ÖTV'nin KDV'si olur mu sorusunu soran da olmamış.
Neden kamu hizmetindeki araçlar 2000 CC ve üstü sorusu da yok.

Konu yine küllenir birkaç sene sonra tekrar hatırlayan olur. Bu ülkede yıllarca araçlardan ağırlığına göre vergi alınmıştı. Dışarıdan gelen eli yüzü düzgün araçlar da hep ağır olurdu.
Galataport oldu Galatamort diyen bakan ağırlık kriterini kaldırdı. Bakalım 1600 takıntısından bizi kurtarmak kime nasib olacak.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.