Ya devlet başa...

A -
A +

Ben yine aynı soru ile başlayacağım:

Devletimiz var. Hem de 1000 yıllık geleneği olan bir devlet.. Resmî demeçlerde geçen ifade bu.
Üstelik kara kuvvetlerimiz devletimizden de eski. 2200 yıllık. (Küsuratı da var)
Milli İstihbarat Teşkilatımız var.

Şu kadarına ben de inandım ve kabul ediyorum. Bürokraside (Emniyet, yargı, hazine, maliye, eğitim vs.) o bildik devlet hiyerarşisinin dışında organize hareket eden, paslaşan, dayanışma içinde olan, bazı insanlar var.

Bu devletin istihbarat teşkilatı bu insanlardan haberdar mı değil mi?

İsim isim biliyor mu?

Bilmiyorsa mazereti ne, biliyorsa ne kadar zamandır biliyor?

.....

İki: Hep denir ya, bilin ki, eğer devlet bir karar almışsa.. Devlet kararı deyince biz ne anlamalıyız? Kimler bir araya gelince ve hangi prosedüre uyunca mutabık kalınan şeylerin adı devlet kararı oluyor?

Şuraya varıyorum: Bürokraside yapılandığı söylenen isimlerin tespit ve tasfiyesi hangi usulle olur.. Savcı dedi, polis getirdi, mahkeme yargıladı, karar çıktı, temyize gitti, onandı veya bozuldu, bir daha gitti, o arada geçti 24 ay.. Kimi kaldı, kimi çıktı şeklinde uzun ve dolambaçlı yollardan sonra mı olur, yoksa tıpkı Ergenekon davası boyunca hatırlattığımız gibi;
Bu bir siyasi davadır. Ulusal güvenliğin sahasına girer.. Sıradan adli vakalar gibi delil, parmak izi savunma, hüküm şeklinde olmaz.

Mağduriyet ve şikâyet konuları haricinde bu dava da öyle.. İsim isim biliyorsanız elebaşılarını gönderir kalanlara birer taahhütname doldurtur, doğru beyanda bulunup kurumsal hiyerarşime döneceğim diyeni uzaktan takip eder yolun açık olsun, dersiniz. Yalan beyanda bulunanı çizersiniz. Doğru beyanda bulunup bir daha organize işlere girmeyeceğim dediği halde bulaşan olursa devlet olduğunuzu hatırlatırsınız. İşini usulüne uygun yapan adamın nereyle gönül bağı olduğundan bize ne?

Faizlerin yüksekliğini bile paralele bağlayanları duydum. Ekonomi bürokrasisinin içinde paraleller varmış. Onların yüzünden böyle oluyormuş.

Niye 12 saat içinde kulağından tutup kapının önüne koymuyorsunuz.

(Cemal Paşa, bir gece Şam'daki karargâhında yabancı tüccarları toplamış.. Size bir hafta müddet, İngiliz lirası ile Osmanlı lirasını eşitleyeceksiniz, demiş. Hepsi o gece tüymüş..)

...

Bir handikap daha var. Devletin hangi kademesi olursa olsun yapılan her toplantıdan, alınan her karardan haberdar olan fuatavni var.. Bizimkiler sadece tahmin yürütüyor.. Bu isim şu, yok bu, yok kolektif.. Tamam isim kim ise kim. Nasıl haberdar oluyor sorusuna bir cevap var mı? Eğer dedikleri gibi filanca ise ve ihanet içinde ise (ki öyle) devlet sırrınızı niye gizleyemiyorsunuz bu adamdan.. Veya adamlardan.. Bu sızıntılar gönüldaş sızıntısına benzemiyor. Tıpkı Ergenekoncuların toplanması esnasında örneklerini gördüğümüz (O zaman GES Komutanlığındaki konuşmaları bile kaydedip yayınlamışlardı) uluslararası profesyonel ekip işine benziyor. Bu tahmin yanlışsa siz doğrusunu bulun, komploculuk midenizi bulandırıyorsa yalın düşünüp fuatavniye giden kanalları tıkayın.
Sonra öbür işlere bakalım.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.