Kaldırın elinizi-İndirin elinizi!

A -
A +

Oylarınıza sunuyorum:

-Kabul edenler?

-Etmeyenler?

Kabul edilmiştir. İkinci maddeyi okutuyorum.

Abi neyi kabul ettin? Kabul ettiğin şey ne getirip ne götürecek.. Kafa yordun mu? Hiç olmazsa bir defa okudun mu? Yanındakine yörendekine sordun mu?

O yoğun gündem içinde kim neyi okuyacak, itirazı varsa kime söyleyecek, nasıl söyleyecek.

Hazır paket takılacak. Grup elini kaldırmışsa kaldıracak. Reddetmişse reddedecek.

İkna etmek yok. İkna edilmeye ihtiyaç da yok. Kuruluşundan beri bir örneği de yok.

Blok geldim, blok giderim.

İkna, pazarlık, müzakere işlerinin tek istisnası koalisyon dönemleridir. İki ortak arasında sıkıntı olur, parti ileri gelenleri bir araya gelir ön görüşme yapar... Liderlerine arz eder, orta yol bulunur.. Bulunan yola göre yine parmaklar blok hâlde kalkar ve iner.

Biz bu işleme ne diyoruz? Parlamenter sistem. Ne kadar güzel.

Peki diktatörlüğe yol açar dediğiniz başkanlık sisteminde nasıl?

Evvela -bana göre- başkanlık sisteminin olmazsa olmazı dar bölge iki turlu sistem olduğu için milletvekili olmak isteyen, parti merkezinin himmetine himayesine muhtaç değil. İsteyen herkes aday olabilir, en çok oyu alan iki kişi ikinci tura kalır, şanıyla seçilir ve gider.

Dayıoğlu, eski tanıdık, bu isim bize lazım, hadi sana da bir jest yapalım, vefa göstermek lazım kadroları boşalır. Paçasına, karizmasına, kendine, aşiretine, çevresine, parasına, eşine dostuna güvenen aday olur. Diğerlerinin şansı yok.

Parlamentonun ağırlığı artar. Kaldır elini indir elini külfeti olmaz.

Parlamenterlerin ikna edilmesine ihtiyaç olur. Lobicilik faaliyetleri başlar ki, zannedildiği gibi kötü bir iş değildir.

Seçmen iradesi bire bir parlamentoya yansır.

Üstüne bir de göstermelik olmayan ve hakikaten her şehrin tanınmış ailelerinden -kaldıysa- eşrafından birer senatör de gönderirseniz durmuş oturmuş demokrasiye geçmiş -veya adım atmış- sayılırsınız.

Bu işlerden önce bir ön şart daha var bağımsız olmak. Siz o konuyu tartışmaya bile açmazsınız. Sizin dediğiniz gibi olsun.

Girizgâh uzun oldu, asıl soru şuydu:

Parlamentonun bir de denetim görevi var. Bu yapıda denetim nasıl olur?

Birbirimizi idare etmeyeceksek.. Usulen laf etmeyeceksek olmaz. Bu yapıda yürütme yasama tarafından denetlenemez.

Teselliyi şöyle bulabilirsiniz: Bu hep böyleydi. Kuruluşundan beri.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.