Yurt dışındaki okullar nasıl kapatılacak?

Afrika'da filan ülkede bir okul... Türk okulu. O ülkenin mevzuatına tabi. Yabancı yatırım gibi. O ülkeden izin alınarak açılmış. Sahibi vakıf veya dernek veya Ahmet Mehmet. Kağıt üzerinde böyle.
Kimileri cemaat okulu diyor.
Kimileri bu işler cemaatin altından kalkabileceği işlerden değil, Amerikan organizasyonu diyor.
Benim aklıma ikincisi daha çok yatıyor (du). Amerikalılar, Türk markası ile o ülkelerde istikbale matuf  faaliyet gösteriyor. 30 -40 yıl sonrası için yatırım yapıyor.
Belki 20 sene sonra o ülkelerin seçme çocukları ülke yönetiminde söz sahibi olacaklar. Çeşitli kademelere dağılacaklar. Hepsi Türkçe'yi ve Türkiye'yi biliyor olacak. Türkiye ile kaynaşmaları kolay olacak.
Ancak bu organizasyonun komuta kontrol merkezi dışarıda olduğu için, formatlanmalarında bir dahlimiz yok.
Bizim payımıza -şimdilik- düşen;
"Aaa Türkçe konuşuyorlar... Aaa Barış Manço'nun arkadaşım eşşşek şarkısını söylüyorlar, "Üsküdar'dan inerken"i söylediler diyerek avunmak.
...
O okulların müfredatında söz sahibi olduğumuzu da hiç düşünmedim.. Biz ambalaj olduk, isim hakkı verdik, sahici olsun diye Türk kamuoyunu yıllık showlarla coşturduk o kadar.
İsimleri Türk olsa da, Türkçe öğretiliyor olsa da bunlar da bir nevi Batının misyoner okulları..
Belki istikbalde İstanbul'un merkez olduğu yeni bir düzene de kafa yormuş olabilirler. O düzenin altyapı çalışmalarındandır. Her zaman eken biçemez, biri eker öbürü biçer.
...
"Mış mış"ları, tahmini, yorumu, bir kenara bırakıp kağıt üzerindeki bilgilere bakarak merak ediyor ve soruyorum:
Bu okuların kapatılması nasıl olacak?
Bakanlık iki öneri üzerinde çalışıyormuş. Biri, TİKA benzeri bir eğitim ajansı kurup ajans üzerinden organize etmek...
Diğeri vakıf kurmak.
Vakıf mı ajans mı işin detayı. Uygulama nasıl olacak?
Okul filan ülkede... O ülkede sahibi görünene gidip diyeceklermiş ki;
-Burayı bize devret veya sat!
Yaklaşık 1, 1.5 milyar dolara çoğunu devralabileceklerini hesap ediyorlar. Zannediyorlar demek daha doğru olur.
Etmeyiz derlerse ne olacak? Bir başka ülkedeki işletme üzerinde ikili ilişkiler ve diplomatik nezaket kanallarını kullanarak, lütfen yardımcı olun, demek dışında yapabileceğimiz ne var? Bu sorunun cevabı yok.
Anlayabildiğim kadarıyla devralabilirsek neler yapabileceğimize dair bir çalışma da yok. Belki yine isimleri Türk okulu olur, iki Türkçe öğretmeni gönderir diğer işlere karışmayız. Veya karışamayız.
...
Bir ihtimal daha var. Bu okulların asıl sahibi durumunda olanlar, bu kadar sene hizmet ettiler, maksat hasıl oldu, yeni bir evreye geçeceğiz. Bu arada bazılarının kapatılması bazılarının başka statü ile yoluna devam etmesi yerinde olur düşüncesinde ise o zaman iş kolay. Mevzuat dert olmaz. Herşeye rağmen yürümesinden yana iseler bizim kamu ajansının ya da vakfının yapabileceği fazla birşey yok. Parasını öder devralırız, başka isimle yanında ikincisi açılır.
Selanik'teki atanmış-seçilmiş müftü hikayesine benzer.