İlk üç maddenin kutsallığı nereden geliyor?

A -
A +
Anayasanın ilk üç maddesine özel bir önem atfetmemizin sebebi ne?
Hemen altında değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez yazması mı, yoksa orada yazılanların hakikaten çok önemli olduğuna dair inancımız mı?
İlk üç maddedeki laf kalabalığını ayıklayınca geri tek satır kalıyor:
Türkiye Devleti cumhuriyettir, demokratik laik sosyal hukuk devletidir, başkenti Ankara'dır, bayrağı kanunda gösterilendir, marşı İstiklal Marşıdır.
Bu hükümlerden hangisi bizi koruyup kollayıp bugünlere getirmiş.
Cumhuriyet, desek adı cumhuriyet olan o kadar çok yer vardı ki.. Saddam'ın Irak'ından Kaddafi'nin Libya'sına kadar.. Yani oraya cumhuriyet yazınca korunup kollanmış, zırha bürünmüş olmuyoruz.
Hiçbir şey yazılmasa ne olurdu.. Bir gece yarısı birileri toplanıp, rejimi mi değiştirirdi?
Kaldı ki yazılı idi de ne oldu? 960'ta gelenler başka türlü yazabilirdi.
80'de ihtilal yapanlar başka şeyler yazabilirdi. Anayasayı ve ülkeyi koruyan maddeler değildir.
Öyle olsaydı Saddam bastırırdı parayı, dünyanın en iyi uzmanlarına en iyi anayasayı yaptırır, yedi sülalesi nesiller boyunca yan gelir yatardı.
Onların anayasa yazarken, yaparken yürürlüğe sokarken bizim gibi 330, 367 barajları da yoktu.
Anayasayı bugün bir kere daha hatırlamamın iki sebebi var.
Birincisi Barolar Birliği Başkanı'nın, sanki çok önemli bir şey ima ediyormuş gibi, "Yoksa kapalı kapılar ardında ilk üç maddenin değiştirileceği sözünü mü verdiniz?" demesi..
Kürtlerle müzakere şartlarının arkasında bugün millete açıklanamayan böyle bir taviz varmış.
Son günlerin moda deyimiyle velev ki böyle bir söz verilmiş olsun. Ne isteyecek Kürtler.. Ankara başkent olmasın mı diyecek, bayrağı mı beğenmeyecekler, İstiklal Marşını yeniden mi yazalım diyecekler? Olsa olsa gelin bu işi federasyona kadar götürelim derler ona da cumhuriyet yazısı engel değil. Federal cumhuriyet olur. Kürtlerin örtülü talebi, dillerinin altındaki bakla olarak ortalıkta fıs fıs dolaştırılan laflar doğru dahi olsa bu üç madde engel değil. Korkacak bir şey varsa koruyucu değil.
Bugün anayasa meselesini hatırlamamın ikinci sebebi, seçime daha üç ay var.. Köprünün altından çok sular akar ama bugün görünen şekliyle anayasanın seçimden sonra yenilenme imkânı görünmüyor.
Referandumdan dolaşıp gelmesi için 330 parlamentoda doğrudan kabul edilebilmesi için 367 milletvekili lazım.
Şaşırtıcı gelişmeler olmazsa bu sayılara erişme ihtimali yok.
HDP baraja takılsa da yok, takılmasa da yok.
O zaman bu iş olacaksa bir başka partinin ya da partilerin mutabakatıyla olacak?.. Nasıl olacak. Üç senede 40 maddede anlaşmışlardı. Anayasadan çok yönetmeliğe benziyordu.
2011 seçimlerinden sonra sağlanamayan uzlaşma bugün nasıl sağlansın.
Ancak HDP'nin de barajı geçmesi hâlinde iki partinin anlaşıp referanduma götürmesiyle olur. Bu uzlaşmadan da Türk tipi başkanlık çıkmaz. Çıkabilecek şeyler de muhtemelen iktidar partisinin işine gelmez. İktidar partisinin işine gelebilecek şeyler "Saray"ın işine gelmez.
Bu saatten sonra yeni anayasa deyince heyecanlanacak fazla insan bulamazsınız.
Şartlar değişince anayasa da değişir. Sayı ile olacak iş değil.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.