YGS kapısında 2 milyon insan
Önceki gün 2 milyon kişi YGS'ye girdi.
Sayı çok yüksek de, ne ifade ediyor. Piyasası olan, dişe dokunur sayılan bir yeri kazanmak için ilk 20.000'in içine girmek lazım. Yüzde bir. İlk 20.000 kişinin okuduğu yerle az puanlı yerler arasında kalite bakımından uçurum yok. İyilerin tercihi arayı açıyor.
Geride kalan 1.980.000 kişi ne olacak?
Bir kısmı adı üniversite, fakülte olan yerlere yazılacak.
Önemli bir kısmı da kazanamayacak.
Üniversiteler işe yarar hale nasıl gelir, getirilir bilmiyorum. Herhalde ilk şart herkesi okutma iddiasından vazgeçmek. Artık verdikleri diplomalar hiçbir işe yaramıyor. Yaramadığını hepimiz biliyoruz ama kabullenemiyoruz. Eskiden taşralıların kompleksten kurtulma kapısıydı. Aman okusun da ne iş yaparsa yapsın, isterse hamallık yapsın. O tarihlerde diplomalar adamdan sayılmak için yeterliydi. Şimdi işe yaramıyor.
Bu işe kafa yoranlar olduğuna dair bir emare de yok.
Habire kapasite arttırılacağı ima ediliyor. Siyasilerin vaadleri arasında var. İmtihansız üniversite vaadi.
...
Bir ikisi dışında hepsini kapatalım, açık tuttuklarınızın da kapasitesini onda bire düşürelim, deseniz deli saçması derler.
Ben özelleri çok dert etmiyorum. Neden? Arz var, talep de varsa bana ne adamın ne okuyacağından.. İşine gelmeyen gitmesin. İşe yaramayacağını düşünen başka bir yol arasın. Ama kamu üniversiteleri öyle değil. Topla-doldur-boşalt işleminin bir bedeli var.. Acı olanı hem bedel ödeyip hem ziyan etmek. Ziyan edilmesi için o kadar masrafa katlanmak.
Mezunlar diplomasına uygun bir iş yapamıyor. Başka iş de yapamıyor. Diplomasında yazılı olan mesleği de bilmiyor.
Düne kadar atanmamış öğretmen derdi vardı şimdi atanmamış İİBF'liler, gıda mühendisleri var. Hepsi bizi işe alın, diyor. Arkadan habire yenileri geliyor. Fasit daire.
Eskiden ilkokuldan sonra okumayanlar orasından burasından hayata tutunuyordu. Piyasada eleniyorlardı. Bu kapı da kapandı. Mecburi eğitimi 12 yıla çıkarınca onların da adam olma ihtimali azaldı. Dönüp dolaşıp YGS kapısına dayanmaktan başka seçenekleri kalmadı.
Bu kadar insana temel eğitimden sonra (ki en fazla 5 yıl olmalı) "Ne haliniz varsa görün, sizin için yapabileceğimiz bir şey yok" demek daha büyük iyilik olur ama bugünün şartlarında insanlara anlatma imkânı yoktur. Bu furya 10-15 sene daha devam eder. Çok sıfırlı eski TL gibi uydurma diplomalar yerlerde sürünür hale geldikten sonra yeni arayışlar başlar.
...
Geçen gün İstanbul Üniversitesi'nin levhasını gördüm. Kuruluş yılı olarak 1453 yazmışlar. Devletin 90 yıllık, üniversiten 560.. Nasıl oluyorsa.. Kara kuvvetlerin 2000 yıllık. Sitesinde milattan önce kurulduğu yazılı. Turistik fanteziler.
Bu kadar sulandırmasalardı, Yıldız'ıyla Teknik Üniversitesi'yle, ODTÜ ve İstanbul üniversitesi ile belki 5-10 üniversitemiz olurdu. Yenileri ile birlikte eskilerini de hallettik.
Eğitim çağına gelen çocuklardan yüzde 2.5'ini seçip diğerlerinden ayıracak bir mekanizmanız yoksa bir üniversitenin tabelasına 562. yıl yazınca kimsenin yarasına merhem olamazsınız.
Zaten bu yapıyı kuranların amacı adam yetiştirmek değil, yetişmelerine engel olmak.