MURSİ & SİSİ

A -
A +

Yine bana kızacaksınız ama anladığım kadarıyla Mursi'yi dert eden falan yok. Gerçekten dert edeniniz varsa merak etmeyin asmazlar.
İnsanın bir şeyi dert edip etmediği nasıl anlaşılır? Akşam başını yastığa koyduğunda, uyumak için kendini zorladığında bir türlü aklından çıkmıyorsa.. o dertle yatıyorsa, kalkıyorsa, kıpırdadıkça bir yerleri ağrıyorsa (yüreği sızlıyorsa) dert ediyor demektir.
İki gündür uykuları kaçan kaç kişi var?
Hepimiz Mursiyiz, diyorlar.. Ben değilim, beni listeden düşün. Ben sadece asılmamasını temenni edenlerdenim, ki zaten asılmayacağına inanıyorum.
Başbakanlık veya devlet başkanlığı yapmış birisinin idamla cezalandırılması daha çok hangi ülkelerde oluyor. Dünya haritasını önünüze serip asılan isimler için haritaya birer nokta koyun, yoğunluk nerede görün.
Adam devlet başkanlığı yapmışsa, belli yerde ikamete mecbur edersin, her türlü ihtiyacını karşılarsın, yine de sıkıntı olacak gibiyse yurt dışına git, ihtiyaçların karşılanacak dersin, incitmeden kontrol altında tutarsın. Bu işin de bir nezaketi olur. Kahrolsun Batı diyerek olmaz.
Burada zihnen bocalayacağımız örnekler var. Saddam gibi bir adam gelmiş, darbeyle gelmiş. Uzun hikâyenin sonunda devrilmiş. Bu adamı neden astılar?
Bütün ülkeler o insanla 25 sene boyunca her türlü diplomatik ilişkiyi yürüttü, başkansın, dedi, misafir etti, misafiri oldu, darbeci olduğunu bile bile oldular. Bu biliniyorsa ne demiş oluyoruz: Darbeyle gelenler zaman zaman  idam/infaz ediliyor bari hiç olmazsa seçilenler edilmesin.
Hüsnü abi, idama mahkûm edilseydi muhtemelen hepimiz Hüsnüyüz hepimiz Mubareğiz demeyecektik. Neden? Efendim o seçilerek gelmedi. Niye 30 sene sıcak ilişkiler yürüttük? O seçilmediyse Kaddafi de seçilmedi, Esad da seçilmedi. Aliyev de seçilmedi. Körfezdekiler de seçilmedi. Arabistan'daki de seçilmedi. Oralar babalarından kalmadı. İran'dakiler de seçilmedi. Hiçbiri de derdim değil. Tutarlılık arıyor da değilim.  Seçilmişliği gerekçe gösterirken önüne, arkasına bakalım diyorum o kadar. Ukrayna'daki abi seçimle gelmişti mesela.
....
Bakarsınız bir sene sonra Sisi bize gelir, biz ona gideriz, atlı arabalı karşılama yaparız.. Unuturuz bu günleri. Esnek olmakta fayda var.
İdam kararına tepkimizi diplomatik kanallardan dile getirebiliriz. Diğer ülkelerle temas kurabiliriz ki kurulmuş zaten. Ayrıca meydanlarda bağırmak bu işi ne hızlandırır ne de kolaylaştırır.
Sınırlar dışında bir faydası da olmaz. İçeride bazı vatandaşlarınız kısa süreliğine mutlu olur, o kadar.
....
Ülkelerdeki rejim değişikliğinden sonra kurulan mahkemelerden adil yargılama yapabileni çıkmamış hiç. Çıkması da mümkün değil zaten. Bu bizde de böyle olmuş, Irak'ta da böyle olmuş, Suriye'de de böyle. Adı mahkeme.. O anda güç kimin elindeyse onun dediğine zorlama gerekçe bulunur. Bu hep bilinir ve hep yapılmaya devam edilir.
Adalet takıntısı olan bir darbeci, Mursi'yi bir başka ülkeye gönderip siz yargılayın, biz razıyız dese mesela bize göndermiş olsa biz ne yapacağız? Yahu adamlar bize güvenmiş, ayıp etmeyelim adam gibi yargılayalım mı diyeceğiz. Muhtemelen beraat ettirip bir de madalya asacağız. Adalet böyle bir şey de değil. Böyle davalar uluslararası niteliği de olan siyasi davalar. Ne içeridekilerin ne de diğer milletlerin (devletlerin) adalet beklentisi yok. Herkes kendi hesabını denkleştirmeye bakar.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.