Mahallemizdeki Suriyeli

A -
A +

Çocuk 12 ya da 13 yaşında.. İki senedir cami önünde çorap satıyor. İsmini bilen ya da soran yok. Adı Suriyeli çocuk.

Geçen gün bu aile nerede oturuyor, dedim.. Bilen biri yeni adresini tarif etti.

Bu senenin başına kadar bizim sitede oturmuşlar. Halli vakitli beş on kişi bir organizasyon yapmış, ev kirasını vermiş, diğer masraflarını karşılamış, babaya bir iş bulmuş ama baba beğenmemiş. Üç gün sonra oradan kaytarmış.

İş ağır demiş.

Yeni bir iş bulmuşlar onu da beğenmemiş. Aileyi tanıyan biri, "Çalışmaya alışık değil" dedi. Geçen sene mahallelinin bulduğu ve masraflarını karşıladığı evde bazı aylar 1000 lira doğalgaz faturası geldiği olmuş. Doğalgaz faturasını üstlenen abi;
-Ulan ben 600 kişi çalıştırıyorum evime bu kadar doğalgaz faturası gelmiyor, ne yapıyor bu adamlar, bir daha ödemeyeceğim, demiş.

Mahalleli sakinleştirmiş:

-Etme eyleme Müslim abi, bunlar ne bilsin açmayı kısmayı.. Bilmedikleri için olmuştur. Bir daha olmaz.

Bir daha olmuş. Mahalleli, 'başının çaresine bak', demiş.. Çıkıp başka bir yere taşınmışlar.
Eskiden beri tanıyana sordum: Baba çalışmaya başladı mı bari?
Başlamamış. Bunların cebinde 1000 lira olsa o para bitmeden iş aramazlar, diyor.
...
Duyuyoruz. Hiç işe ihtiyacı olmayanları var, esnaflığı bilen ve işyeri açanları var. Hiç çalışmayanları var. 4-5 aile bir evde oturanları var. Taşra şehirlerine dağılanların şartları daha farklı. Kamplarda başka bir hayat var. Kamptan dışarı çıkamayanları var. Ama ortak kanaat çalışmayı sevmedikleri..
Türkiye daha önce Bulgaristan'dan gelen göçmenlerle tanıştı. Hepsi disiplinli, her türlü işi yapmaya hazır. Ülkelerinde zamanında belli bir eğitimden de geçmişler. Onların bir ev sahibi oluncaya kadar ailece birkaç vardiya yıllarca çalışanlarını da gördük. Oradan gelenler niye öyle buradan gelenler niye böyle? Tahminimiz var, bilgimiz yok. Orta Asya'dan gelenler var.. Eski Alamancılar gibi 5-10 sene buldukları her işi yapıp hedefledikleri parayı kazandıktan sonra ülkelerine dönüyorlar. Çocuklarına nineler bakıyor. Kazandıklarının bir kısmını memleketlerine gönderiyorlar. Kaçak çalışıyorlar. Göz yumuluyor.

Dozu ayarlanabilse göçmen barındırabilmek "büyük ülke" alametlerindendir. Piyasalara canlılık getirir, rekabet getirir. Yerlilerin burun kıvırdıkları işleri yapmak için sıraya girenlerin olması, onlara göz yumuluyor olması birçok bakımdan faydalı. Geliş gidişleri öngörülenin üstünde olunca zararlı. Tamam.. Suriyeliler'in durumu özel. Orada bir insanlık dramı yaşandı, bize yakışanı yaptık, kapıları açtık. 5 ay dedik (öngördük) bilmem kaç yıl sürdü.. Ucu açık. Bu arada dahilde seferberlik ilan edip bu işlere kafa yoracak ekipler, heyetler kurabilirdik. Sahada çalışan ve çare arayan insanlarımız olabilirdi. Hâlâ olabilir. Göçmenlerin yoğun olduğu illerde, sınır bölgelerinde burnundan soluyan vilayet merkezleri günü kurtarmaktan bu işlere geniş açıdan bakmaya vakit bulabilirler mi? Ne kadar inisiyatifleri var.

İnsanlık öldü mü? Ölmedi abi.. İnsanlık ölmediden bir adım sonrasına nasıl geçeceğiz? Bu insanların adaptasyonu ne zaman gündeme gelecek. Büyümeye meyyal bir sıkıntı var. Sıkıntı var, demekte de sıkıntı var. Maazallah topa tutarlar.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.