Ateş bacayı sarmadan

A -
A +
Olup bitenler size ufak tefek olaylar gibi mi görünüyor.

Durakta, telefonda Kürtçe konuştuğu için bıçaklanarak öldürülen genç.. İnşaatta mahsur kalan Kürt işçiler.. "Kusura bakma, seni PKK'lı zannettik" denilerek dövülen genç.. Dükkânının camı kırılan esnaf.. Basılan parti binaları.. Bu olayları neyle mukayese ederek hafife alıyoruz.
Biz, Doğu'da onlarca şehit verdik, bir kişi dövülse ne olacak, İstanbul'da da bir kişi ölmüş ne olmuş diyebilir miyiz?

Bu bir cephe savaşı değil. Üstelik 30 yıllık tecrübemiz var.

Yayınlar ve demeçler yoluyla toplum habire geriliyor.

İtidal çağrısı yapmak yerine gereğini yapmak lazım. Herkesin elinde bir kılıç gözü kapalı sağa sola sallıyor. Madem savaşmaya bu kadar meraklısın, hadi giy kamuflajını seni de Doğu'ya gönderelim desen hay hay mı der sesi soluğu kesilir mi?

Herkesin yüreği yanık. Ateş düştüğü yeri yakar.. Evlerine ateş düşenler var.. Yayın yoluyla ver gazı ver gazı yapanların muradı ne? İnsanlar hedef gösteriliyor. Teröre destek vermekle suçlanıyor. Partiler hedef gösteriliyor. İş adamları hedef gösteriliyor. Ya bizden yanasın ya da düşmandan yana muhabbetleri yapılıyor. Bunlar hayra alamet sinyaller değil. Allah korusun ateş bacayı sararsa, millet birbirine düşerse ortalık yakılıp yıkılırsa hepimiz mağdur oluruz.

Bu mücadeleyi daha sessiz daha sakin yürütemez miyiz?

Sadece terör örgütüne odaklanmış yayınlar yapamaz mıyız?

...

Hiçbir benzerlik yok ama toplumsal cinnetin tahribatlarını çok net olarak gösterdiği için 6-7 Eylül olaylarını, nasıl başladığını, nasıl bittiğini okumak lazım.

Gerçi kime hizmeti amaçladığını kamuoyunun hâlâ öğrenemediği organize bir hareketti ama teknikleri aynıydı.

Uydurma haberlerle binlerce kişi toplayıp İstiklal caddesinin ve ara sokaklarının altını üstüne getirdiler.

Yaktılar, yıktılar, talan ettiler.

İki günde 4000 ev, 1000 iş yeri, 25 tane okul saldırıya uğradı, yağmalandı. 400 kadın tecavüze uğradı. 300 kişi yaralandı. 15 kişi öldü. Tahrip edilen mekânların yüzde 59'u Rumlara, 17'si Ermenilere,12'si Musevilere aitti. İş işten geçip toz duman dağıldıktan sonra elimize ne geçti? Yıllar sonra bir televizyon programında, Psikolojik Harp Dairesi'nde çalışan biri, o bizim başarılı bir operasyonumuzdu, demişti. Kimse hedefiniz neydi, muradınıza erebildiniz mi bari demedi.

....

Toplumu gerip Kürtlerle Türkleri birbirine düşürürseniz, Allah korusun 60 sene önce bir caddede yaşadığımız felaketin büyüğünü yüzlerce caddede, sokakta, mahallede yaşarız.
Devamlı düşman üretiliyor. O yayınlara ve demeçlere bakılırsa biz her gün işe gidip gelirken binlerce düşmanın, düşman iş yerinin, düşman şirketinin, düşman mağazasının arasından sıyrılarak gidip geliyoruz. Çevremiz düşmanlarla sarılı. İşin garibi bize düşmanlık telkin edenlerin keyfi yerinde.. Rahat ve konforlarından hiç taviz vermiyorlar.
...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.