NUMARALI NESİL

"Avrupalı, üç nesil aynı evde oturmayanı adamdan saymaz" sözü kimindi? 

Gittikçe yaygınlaşan siteler, ilk anda ne kadar cazip gelmişti bize. 

Derli topluydu. 

Şehrin gürültüsünden uzaktı. 

Park yeri derdi yoktu. vs. vs... 

Sonra bir eksikliğini farketmeye başladık. Böyle yerlerde evlerin karakteri ve mazisi yok. Oturanların kişiliğini aksettirmiyor. 

Sadece numaralar var.. 18, 19, 20. 

Hepsi birbirine benziyor. 

Oysa eski mahallelerimizde her evin, her sokağın, her katın hem bir hikâyesi hem de özelliği vardı. 

Gerçi Suriçi'ni de katletmiştik ama her sokakta olmasa da her mahallede elli yıl, yüz yıl, üç yüz yıl geriden gelen binalar hikâyenin eksik kalan kısımlarını tamamlamaya yetiyordu. 

..... 

Şehirde yaşayınca şehirli olunuyor mu?

Bu koskoca şehirde üç nesil aynı evde oturan kaç kişi vardır? 

Yüzde iki mi, bir mi? 

Kaç tane ülkede insanlar bizim kadar sağa sola savrulmuş. 

Savrulurken kişilik kaybına uğramış, değerleri altüst olmuş? 

Bu gidişe sebeb arayıp sonu nerede biter diye düşünürken Mahir Kaynak'ın değişimle ilgili değerlendirmesi bana çok ilginç geldi. Bu satırları sizinle paylaşıyorum: 

"Bütün bunları eskiye hasret duyduğum ve kendi yaşantımın, bugünkü ölçüler içinde, son derece anlamsız kalmasının hıncıyla yazmıyorum. Din, adalet, ahlak gibi kendi başlarına anlamı olan kavramların paranın egemenliğine girmesine de hayıflanmıyorum. Sadece her şeyin değişebileceğini ve bugün önemli olanın yarın gereksiz hâle geleceğini söylüyorum. Şu sıralarda başrolü oynayan aktörün artık yaşlandığını ve yerini yeni oyunculara terk edeceğini sanıyorum. Para artık başat olmaktan çıkacak ve yerini bundan öncekine de benzemeyen başka önceliklere bırakacak gibi görünüyor. Eğer böyle bir dönüşüm olacaksa bunun sebebini de bulmak gerekir. İki türlü açıklama yapmak mümkündür: Ya insanlar düşüncelerini değiştirdiler, para gibi çok şık görünmeyen bir hedef yerine yenisini koydular dersiniz ya da bu sistemin tıkanmasının sonucu olarak ve yeni sorunlara cevap veremediği için yeni bir düşünce modeli gelişti dersiniz. İnsanlar her zaman doğuşta bir mermer kitlesi gibidir ve heykeltıraşlar ona çağa uygun bir şekil verirler. Bir neslin insanları rahlede dini eğitim yaparken hemen ondan sonra gelenler sıralarda tamamen laik bir eğitim aldılar. Bunları onlar mı seçti? Soru şurada düğümlenir: Tarihi insanlar mı yapar yoksa insanlar tarihin bandosuna uyarak mı yürürler?"