O D A C I

A -
A +
İthalata heveslenen bir arkadaşımdan söz etmiştim.Hani, "Hayırdır, bu ithalat hevesinin sebebi ne?" dediğim zaman; "Yahu benim iş yerinin mülk sahipleri üç kardeş.. İkisi ilkokul terk, biri ilkokulu zar zor bitirmiş.. Milyon dolarlarla oynuyorlar.. Her ay bir iki gayrimenkul alıyorlar. Bu üç kardeşin aklını toplayıp ikiyle çarpsan benimki kadar etmez" diyerek ithalat yapmaya niyet eden arkadaşımdan.
...
Aklı toplama çıkarma hesabına uymayan biri daha var.Bizde odacıydı, emekli oldu. Şimdi turizm işi yapıyor.Son geldiğinde iki otobüs aldım, birini şoföre verdim, birini ben kullanıyorum.. Hoşuma gittiği için kullanıyorum, demişti.Getir götür aralarında soluklanırken hem bir sigara içer, hem de yarılayıncaya kadar bir şeyler söyler giderdi.94 krizinden önce, "Abi devalüasyon geliyor, haberin olsun" demişti.94 krizinden hemen önce borsaya heveslenenlere, "şimdi kağıt alacak zaman değil", derdi. Kaale alan olmazdı ama kendisi söylediklerini yapardı.Kriz ertesi kendince varını yoğunu borsaya yatırdı. Getir götür molalarında, "Beklentim bire on" diyordu.Dediği gibi oldu.Üç beş ay sonra, o kağıttan çıktım, yarısına bir ev aldım.. Öbür yarısı ile filan kağıda girdim dedi.2001 krizini tahmin etti.Ayaküstü açıklamalarının tek müşterisi bendim. Bir gün, "Yahu dedim, seni ekonomi editörü, ekonomi editörünü de odacı yapmak lazım.."Hoşuna gideceğini zannettim.. İlgilenmedi bile.. Ben turizm işine gireceğim dedi.Dediğini de yaptı, emekli oldu yeni hayatına başladı.Son gelişinde mal mülk işleri nasıl gidiyor, dedim.. Çocuklarına da ev almış. Otobüs sayısını arttırınca artık şoförlüğü bırakacakmış.Ekonomik gidişatı da çok iyi görmüyormuş.
...
Bir gün müdürlerden biri, yurt dışından aramış -o tarihte internet üzerinden al-sat yok- "Filanı ara, hesabımdaki para ile bana falan hisseden alsın" demiş."Abi en alınmayacak zamanı" diyecek olmuş, fırçayı yemiş.."Baktım laf anlayacağı yok, görsün gününü dedim", diyerek anlatmıştı.O tahmini de doğru çıkmıştı.Şimdi ekranlarda borsayla ilgili teknik analiz yapan uzmanları gördükçe Rıfkı'yı hatırlıyorum.Acaba diyorum, o ekranda Rıfkı olsa nasıl anlatır.Söyleyeceği üç kelimedir, o da uyanık geçinenleri kesmez.
           NOTLAR
DSİ: Size duyurmayı unutmuşum. Kızılırmak havzasındaki üç köyün yıllardır sulama pompası yokluğundan (pompaları çalınmıştı) kuru tarım yaptıklarını yazmıştım. Aynı gün Sn. Yalçın Akdoğan aradı. DSİ'ye talimat verdiğini, konuyu araştıracaklarını, Ankara köylerini ziyaret ettiğini, o üç köyün seçim bölgesinde olmadığı için gitmediğini söyledi.
...

GİZLİ KANUN: Yıllar önce Emin Şirin'in gündeme getirdiği konuyu hatırlatıp, milletvekilinden gizlenen kanun ne olabilir diye sormuştum. TBMM Genel Sekreteri Sn. İrfan Neziroğlu bilgi notu gönderdi: "Kanunun gizliliği söz konusu değil. Kanuna ilişkin olarak 21'inci Dönem 4. Yasama Yılında İstanbul milletvekili Azmi ATEŞ tarafından verilen esas numarası 7/6576 olan soru önergesini dönemin Meclis Başkanı Konya Milletvekili Ömer İzgi cevaplamıştır."Silah alımı için bakanlığa ek bütçe çıkarılmış, konu silah olduğu için o dönemin şartlarında gizli tutulmuş.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.