Terörle mücadelenin duygusal maliyeti

A -
A +
Biz şöyle zannediyor olabilir miyiz? Biz derken sıradan vatandaşlar:
Doğuda teröristler var. Onları tek tek bulup etkisiz hâle getireceğiz ve artık terör bitecek, her yerde hayat normale dönecek.
Normaldir bazı yerler yanıp yıkılmış olsa bile bu mücadelenin sonunda o yıkıntılar elden geçirilecek, herkes işine gücüne bakacak.
Böyle bir beklentimiz var mı?
Böyle bir beklentimiz mi var diyenlere şöyle tepki veriliyor:
Ne yani, terörle mücadele etmeyecek miyiz?
Hangi devlet böyle bir baş kaldırmaya izin verir?
Hepsi doğru. Anlamakta zorlandığımız yerler buralar değil. Bu işin nasıl biteceğine dair bir tahayyülümüz var mı, diyorum. Devletlerin planı olur, bizim hayalimiz olacak.
Mesela devlet erkanı oturup demiştir ki, bu iş öyle böyle bahara kadar uzar, yaza doğru şöyle bir tablo ile karşılaşırız ve oturur avantajlı olarak bir çözüm yolu buluruz.
Veya demiş olabilirler ki, gittiği yere kadar gider. Şimdilik ne zaman biteceğine dair temennimiz var ama öngörümüz yok. İsterse 6 yıl devam etsin, biz de altı yıl mücadelemize devam ederiz. O değerlendirmelerden habersiziz. Terörle mücadele haberlerinden ipucu çıkmıyor. İşlerin nasıl gittiğine dair emareler yok. Ölen öldüren sayısı ile varılacak bir yer de yok. Sokağa çıkma yasağı ilan edilen yerler azıcık soluklanacak hâle gelince imkânı olanlar toparlanıp başka şehirlere göç ediyor. Göç edenlerin sayısı hakkında da bilgimiz yok. Bu sayı belki bir iki yıl içinde Suriyeli göçmenlerin sayısına erişir. Yüzbinlerce insan başka şehirlerde bu ülkeye her bakımdan yük olur, o insanlar mağdur olur. Şimdilik bu işin acısı Türkiye'nin diğer bölgelerinde pek hissedilmiyor.. 5-6 ay sonra terörün olmadığı şehirlerimizde işi gücü olmayan, o bölgeden göç etmiş binlerce insanla karşılaşabiliriz.
Biz terörle yeni mücadele ediyor değiliz. 30 yıllık mazimiz var. Bugünkü mücadelenin geçmiştekinden farkı ne olacak sorusuna da çok cevap aradım. Şöyle diyenler gördüm: Geçmişte mücadele edilmedi ki, ediliyor gibi yapıldı. Devlet bir bütün değildi. Bazı kanatlar devamından yanaydı. Şimdi öyle değil. Devlet her organıyla yekvücut hâlde bu işe asılıyor ve geçmiş 30 yıldan farklı olarak çok kısa sürede netice alınacak.
Bu işin açıklamasının bu kadar yalın olmasını temenni eden o kadar çok insan var ki.. Benim hesaplarım daha yalın. 30 yıl mücadele ettik.. Bu mücadele sonunda Kürt realitesini kabul ettik. Dillerini kabul ettik. Asimile etmek için uğraştığınızı kabul ettik. Barış yoluyla çözüm yolları aramayı kabul ettik. 30 ay daha mücadele edersek adı konulmamış otonomi demeden, federal demeden belki yerel yönetimlere daha çok inisiyatif adı altında bu işi noktalayacağız, ben böyle anlıyorum.
Tamam bir hâl yoluna girsin de benim anladığım gibi girmesin. Bu kaldırılabilecek bir yük değil. Maliyet olarak değil, duygusal olarak değil. 
Suriye'de işlerin yoluna girmesi demek kuzeyindeki Kürtlerin tıpkı Irak'ın kuzeyi gibi bölgesel yönetim imkânına kavuşması demek..
Suriye'nin de Irak'ın da kuzeyi bizim himayemize muhtaç. Kendi sınırlarımız içindeki Kürtlerle barışı tesis etmeden bu iş nasıl olacak?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.