Eldeki malzeme bu...

A -
A +
Frankfurt'ta bir Türk'ün işlettiği butik bir otel vardı. Yıllar önce sahibi ile tanışmıştım.  Demişti ki; -Burayı bir Alman işletiyordu. Hep zarar ediyormuş. Ben devraldım, kâra geçirdim. Belediyeden ziyaretime gelip teşekkür ettiler. Dediler ki, 'Burası hep zarar ediyordu. Sen devraldıktan sonra kâra geçti. Vergi vermeye başladın. Sana teşekkür ederiz. Bizden bir isteğin var mı?...' Düşündüm, o anda aklıma bir şey gelmedi. Laf olsun kabilinden dedim ki, 'Müşterilerimin çoğunluğu Türk.. Fuara geliyorlar.. Havaalanından burayı bulmakta zorlanıyorlar. Onların anlayabileceği şekilde alandan buraya kadar yönlendirme levhaları istiyorum'. Hay hay dediler ve levhaları diktiler. Mesele levha değil, zihniyet meselesi.. Aynı Almanların Hadımköy yolu üzerinde bir marketleri var. O markete giden insanların yüzde 90'ı markete giriş yapmak için '(U) dönüşü yapılmaz', yazan yerden dönmek zorunda kalıyor. Bu ihlal yahut zorluk orası açıldığından beri böyle.. Acaba bugüne kadar herhangi bir Türk yetkili.. Belediye başkanı, trafik şube müdürü, kaymakam onlara gidip de hayırlı olsun, bizden bir isteğiniz, bir sıkıntınız var mı, demiş midir. Yahut onlara uğramadan oradaki trafik problemine bakıp buraya nasıl bir düzenleme yaparsak insanların işini kolaylaştırabiliriz diye düşünmüş müdür? Düşünmemiştir, diyebiliriz. Düşünen olsaydı insanlar on sene boyunca (U) dönüşü yapılmaz yazan yerden dönmek zorunda kalmazdı. .... Almanya'da konteyner imalatı yapan Türk, işlerini büyütüp kâra geçince yetkililer teşekkür ziyareti yapmış. Bizden bir isteğiniz var mı diye sormuş. Türk de, bu sanayi sitesinin kapısı benim dükkânıma çok uzak.. Site duvarı hemen yanı başımda.. Buradan benim için kapı açabilir misiniz, diye sormuş. Değerlendirelim, deyip gitmişler. Bir hafta sonra kapıyı açmışlar. Aynı Türk, iki sene sonra aynı imalathaneyi memleketine de kurmak istemiş. Araziyi almış, inşaata başlamış.. Yol için ilgililer açıktan bilmem kaç milyon istemişler. ..... Bizim 70 yıllık geleneğimizde para kazanana, vergi verene yardımcı olmak yoktur. Mümkünse eziyet edilmeli.. Mümkünse legal bir yol bulup haraç kesilmeli.                              İRRASYONEL   Hangisi daha muhtemel: Mavi gözlü annenin kızının mavi gözlü olması mı, yoksa mavi gözlü kızın annesinin mavi gözlü olması mı? Sigara içmek akciğer kanseri riskini on, ölümcül kalp hastalığı riskini ise iki kat artırıyorsa akciğer kanserinden ölen tiryakilerin sayısı kalp hastalığı sonucu ölen tiryakilerden daha mı çok? Bir işi iyi yaptıkları için insanları ödüllendirmek faydalı mı? Dönme dolaba binmek mi yoksa bisiklet sürmek mi daha tehlikeli? Bu sorulara verdiğiniz cevaplardan bazıları muhtemelen irrasyonel. Dahası, bütün soruları cevapladıysanız kesinlikle irrasyonelsiniz, çünkü kimisinde cevap vermeye yetecek kadar bilgi yok. Mutlaka bir yargıya varma ihtiyacı ise irrasyonelliğin sık rastlanan sebeplerinden biri.  ... Stuart Sutherland'in İrrasyonel kitabı, kapağında dediği gibi "Yanlış gözlem, uyum gösterme ihtiyacı, yersiz tutarlılık, hatalı sebep sonuç ilişkileri kurmak ya da aşırı özgüven gibi bizi irrasyonel kararlara sürükleyen sebepleri ortaya koyuyor."  Tercümesi akıcı.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.