İlk toplu konut (1922)

A -
A +
Laleli'de Tayyare Apartmanları olarak bilinen binaların daha önceki adı Harikzedegan Apartmanları imiş.
918'de İstanbul, düşman işgalini beklerken bir başka felaketi daha yaşamış; en büyük yangınlardan biri çıkmış. Cibali, Altımermer ve Fatih’teki birçok ev bu yangında kül olmuş.
Sokaklar malını mülkünü kaybetmiş, canını kurtarmış yangınzedelerden geçilmez olmuş.
İstanbulluların bağışlarıyla harikzedeganın (yangınzedelerin) hiç olmazsa bir kısmına başlarını sokacak evler yapılması planlanmış.
Bir yardım toplama kurulu oluşturulmuş.
Evkaf Nezareti 911 yangınında kül olan Koska Medresesi'nin arsasını vermiş.
Devrin meşhur mimarlarından Kemalettin Bey, Laleli'deki bu arsaya, altışar katlı dört blok... Toplam 124 daire tasarlamış. İstanbul'daki ilk betonarme inşaat.. İlk toplu konut.. Başlayan inşaat 922'de bittiğinde Osmanlı da bitmiş..
Harikzedegan Apartmanları yangınzedelere verilmemiş, THK'ya devredilmiş.
Bu devirden sonra adı da Tayyare Apartmanları olmuş.
Herkesin gözü bu evlerdeymiş. Her birinin müstakil kömürlüğü, çamaşırlığı, kimi üç kimi beş odalı daireleri, avludaki merdivenle çıkılan üst katları, iç avludaki kat kat balkonları, üstü kapalı terasları mahrumiyet yıllarında cazibeymiş insanlar için.
Harap haldeydi ama 985 yılına kadar bu apartmanlarda oturanlar vardı.
985'te özel bir anlaşma ile yirmi yıllığına sadece otel olarak restore edilmek üzere içinde Net Turizm’in de olduğu bir gruba devredilmiş. Önemli bir para harcanarak (26 milyon dolar) restore edilmiş ve otel olarak hizmet vermeye başlamış.
On sene önce THK ile ihtilaf çıkmıştı, sonra ne oldu kim aldı kim verdi bilmiyorum.
Tayyare Apartmanlarının hikâyesi yine en masum olanı.. Hiç olmazsa bağışlarla yapılmış.. Bağışlar yerine ulaşmamış ama doğrudan şunun bunun malını gasp yok işin içinde.
O dönemde ondan önce ve sonra şahıs, vakıf, hanedan nice mülkler çeşitli yollarla el değiştirmiş. Belki de bunların ahı İstanbul’u bu hale getirdi.
Bugün bile "vakıflara ait yer" denilince insanların ilk aklına gelen hassasiyet olmuyor.
Bu talan ve gasp hastalığının derinlerde bir sebebi vardır.. Eskiler bitince hazine arazilerinin talanı başlamış. Hazine arazileri nasıl hazinenin arazisi olmuş... Çok ilginç.. Hazine bitti sahillere sıra geldi.. Sahilleri imara açmak. Daha dün yeni bir haber vardı, sahil şeridine inşaat izni çıktı, haberi.
Yeşilköy havaalanı kapatılırsa (taşınırsa) ilk yapacağımız iş, uçak koridorlarında sınırlı olan kat sayısını 10'a 15'e çıkarmak olacaktır, merak etmeyin. Bu hepimizin hastalığı..
....
Bazen acımasız bir diktatör olduğumu hayal ediyor, gasp edilen, gayrimeşru yollardan ele geçirilen, üstüne yatılan ne kadar mülk varsa sahiplerinin varislerine devretme hesapları yapıyorum, imar sahtekarlığı yapılan yerleri yıktırıyorum ama işin içinden çıkamıyorum. Bu saatten sonra mümkün de değil. Bari durdurmanın, dondurmanın bir yolunu bulsak diyeceğim ama sahillere kadar geldiysek (ki Ataköy'de örnekleri var) dönüşü olmaz artık.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.