Dalgalandığın yerde ne korku ne keder

A -
A +
Bazı çocuklar evde ailelerine hep yalan söylerler. 
Bu sadece çocuğun problemi değildir. 
Çocuğunun yalan söylediğini fark eden anne babanın bir psikoloğa gidip, “Çocuğumuzun böyle bir derdi var, sebebi ne olabilir?” dediği zaman alacakları cevap anneyi olmasa da babayı hemen savunma konumuna sokar. 
Çünkü uzman, sebepleri sıralarken biiiir, diyerek başlar: 
Korkan çocuk yalan söyler. 
Baba aklınca çok otoriterdir ama aynı zamanda müşfiktir. 
Çocukları için gecesini gündüzüne katmaktadır. 
Uzman, müşteri ilişkilerini dikkate almak zorundadır. “Sen onu külahıma anlat müşfik baba” demez. Vaziyeti idare eder. 
Çıkışta babanın ilk tespiti şu olur: Bu adam da bi halttan anlamıyor. Biz çocuğu korkutacak ne yapmışız? 
..... 
Bir ülkede kapalı kapılar ardında konuştuğunuz vatan millet konuları aleni konuştuklarınızdan daha fazlaysa.. 
Ve farklıysa. 
Her konuda resmî ve gayri resmî iki görüşünüz varsa. 
Orada insanların bir korkusu var demektir. 
Asıl soru bundan sonra başlıyor: Ülkeyi sahiplenenler bu korkunun farkında mı yoksa müşfik baba gibi, “Korkutacak ne yapmışız?” havasında mı? 
....
Bu yazı 6 sene önce yazılmış.
Seçime altı yedi ay var.
Nereye iki kazma vursak silah çıkıyor, bu ne iştir dediğimiz yıllar. Sevinçliyiz.
Ergenekon ve Balyozdan kurtulursak artık bizi kimsenin tutamayacağına inanmışız.
Sevinçten eteklerimiz zil çalıyor.
Sistemde biriken ne kadar irin/cerahat varsa yargı neşter atıp akıtacak.. Sonra günlük güneşlik bir ülkemiz olacak.
Şiirdeki gibi: Dalgalandığın yerde ne korku ne keder.. Gölgende bana da, bana da yer ver.
O sevinçle, o heyecanla sonunu da şöyle bağlamışım:
Artık insanların korkuları azalıyor.
Riyakârlık yapma ihtiyacı azalıyor.
Şimdiki insanların korkusu farklı. Dün sıradan insanlar korkuyordu bugün bir düzeni ve dönen çarkı olan insanlar düzenlerinin bozulmasından, çarklarının durmasından korkuyor. Ki, bu da tam korku olarak tarif edilemez. Dünyanın her yerinde görülen menfaate göre şekillenen ilişkiler kategorisinde sayılır.
Rejim deyince her ne anlıyorsanız korkular azaldıkça  çelişkilerinden arınıyor.
....
Rejim deyince ne anlıyorsanız, anlıyorsak.. Sahi ne anlıyoruz.
Eskiden müesses nizam denirdi, kurucu irade denirdi, başlıklar çeşitlendirilirdi.. Kemalizm diyenler olurdu.
Şimdi rejim değişti mi, değişiyor mu, içi aynı ambalajı mı değişti, ambalaj değişti içi aynı mı kaldı..
....
Ahlaki mi bilmiyorum, şöyle düşünmek bir teselli yolu olabilir mi?
Dün biz korkuyorduk şimdi başkaları korkuyor.. Şimdi başkaları riyakârlık yapıyor, yalan söyleme zorunda kalıyor. Oh olsun, biz yıllarca o korkuyu yaşadık biraz da başkaları yaşasın.
Veya bir başka teselli yolu:
Bu sıkıntılara katlanmadan rahata ermek yok. Her şeyin bir bedeli var. Siz de zahmet edin azıcık sıkıntıya katlanın, hedefe varmaya az kaldı.
Kestirmeden teselli şöyle oluyor: Başa gelen çekilir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.