Bana bir masal anlat baba…

"Üçüncü Dünya" kavramıyla ilgili birçok tarif yapıldı. Bunların arasında en iyi tarif kendisi de bir "Üçüncü Dünyalı" olan Nobel ödüllü ünlü düşünür Octavio Paz tarafından yapılanıdır. 998'de ölen, kitaplarıyla Türkiye'de de tanınan Meksikalı Paz, şöyle diyor: "Dünyada hiçbir halk Meksika halkı kadar Üçüncü Dünya'ya ait olamaz. Çünkü hiçbiri, Meksika halkı kadar ezilmemiştir. Sırasıyla Azteklerin, İspanyol kolonyalistlerin, Katolik misyonerlerin, kabile şeflerinin ve en son devrim önderlerinin boyunduruğu altına girdi. Meksika bugün de totaliter bürokrasinin çizmesi altında ezilmektedir. Paz, ekonomik anlamda bir Üçüncü Dünya Birliği'ni kabul etmiyor.

"Üçüncü Dünya, kişi başına gelir, teknolojik gecikme, zenginliklerin adil olarak dağıtılamaması, gelişmiş ülkelerle ilişkiler ve sömürgecilikle açıklanamaz" diyor.

"Bir milletin Üçüncü Dünya'ya ait olup olmadığının belirleyicisi siyasi sistemdir."

* Üçüncü Dünya, totaliter ve otoriter güçlerin kavramları ve kurumları istediği gibi çekip çeviren kastların egemenliğindedir. 

* Sadece kitlelerin yoksulluğu demek değildir. Aynı zamanda güçlülerin zayıflara karşı sürekli zaferi, hüküm süren ideolojiler, siyasetin ekonomiye, hiyerarşinin yeteneğe baskın çıkması.. İnsan haklarının sözde kalması.. Sonuçta insanın hor görülmesidir.

Paz, Üçüncü Dünya için şöyle bir ölçü daha getiriyor: 

* Genel bir ahlâk bozukluğu..

* İkiyüzlülüğün artması, 

* Rüşvetin yaygınlaşması,

* Kitlelerin aldatılması.. 

Paz'a göre, bu düzen kalıcı bir nitelik taşıdığından sistem değişikliği ile kolayca ortadan kaldırılabilir bir özellik taşımıyor.

...

"Üçüncü Dünya ülkelerindeki bir diğer özellik de millî gururdur. 

Hemen bütün Üçüncü Dünya ülkelerinde kendilerini diğer milletlerden üstün görme hastalığı vardır. Bu durum, Meksika'da olduğu kadar Arjantin'de, Afrika'daki ülkelerde ve Orta Doğulular'da görülür. Zaten gösterişe verilen önem icraatlarda gözetilen övünç payı da bu sebebe dayanır. "

 

            İKİ GÖRÜŞ

Ekonomide temel prensip her işin bir arz bir de talep yönünün olmasıdır.

......

Bir grup diyor ki: "şikâyet etmeden önce verdiğin emek ve katkını ortaya koy, ona göre aldığının düşüklüğünden şikâyet et.

Eğer gelirinin düşüklüğünden şikâyet ediyorsan arttırmak için ne yapıyorsun?"

Alternatif görüş ise insanın zavallılığı üzerine kurulmuştur. Buna göre insanlar gidişatı değiştiremez. Hep sömürülür, onun için hep korunmalıdır. Maliyeti ne olursa olsun devlet zavallı insan için her şeyi yapmalıdır.