Ömür boyu çalışmama garantisi veren kanun...

A -
A +

Eski vali.. Ama merkezdekilere eski vali denmiyor galiba, yedekteki mi demek lazım, eski olmak için bekliyor mu demek lazım. Merkez valilerinden biri 657 sayılı kanuna takılmış.

Bakın ne diyor: * 657 sayılı kanun bu ülkeye terörden, darbeden, kanserden, sistemden daha çok zarar veriyor. (vermiştir) Teknik ve yardımcı hizmetler başta olmak üzere kapsamı daraltılmalıdır. * Risksiz, rekabetsiz, ömür boyu çalışmama garantili bu kanun kaldırılıp çalışanı koruyan iş kanunu ile devam şarttır. * Anayasayı 50 kere değiştirin nafile.. Reformlar da bu kanunu (657) tahkim etmekten başka işe yaramıyor. Bu ülkede kamunun esas faaliyet alanı gereksiz istihdamı arttırmaya matuftur.. Kadro, ek gösterge ve ihaleden başka derdi olmayan bürokrasinin vesayetin esas dayanağı 657'dir. ... Görevdeyken konuşursun bir dert.. Görevden ayrıldıktan sonra konuşursun başka dert.. Bu işi çok iyi beceren, şovmen gibi anlatan bir vali vardı: Recep Yazıcıoğlu.. Geriye dönüp bakınca "Yahu ne kadar keyifli anlatırdı"dan başka bir şey kalmadığını görüyoruz. Güzel anlatmış o kadar.. Milletin gazını almış, rahatlatmış, gülümsetmiş. Aslında bu da sistemin dolaylı yoldan tahkimatı. Bizde konuşulan tartışılan konular karara bağlanmıyor ki.. Ne dedi geçen gün Başbakan: Onlar ne yaparsa yapsın biz nisan sonuna kadar anayasamızı yazıp meclise sunacağız. Bırakın partileri hükümetleri.. Anayasa konusu bu kaç yıldır konuşulup tartışılıyor. Bu kadar yılda vara vara buraya mı vardık?  Bu yapı mı kıdemli bir valisini dinleyip tecrübelerinden, tespitlerinden istifade edecek?                 ÇOK ÇALIŞMAK   Bozulmak böyle bir şey mi? Kurtuluşu başkasından beklemek gibi.. Bir de böyle saplantısı olanlara nasihat ederken hazır şablonlar kullanılır:  Ne yapacaksak biz yapacağız. Biz ne yapacağız? Eskiden iki şey söylenirdi: Çok çalışacağız. İsraf etmeyeceğiz. Omuz omuza vereceğiz.  Nasıl çok çalışılır, çok çalışmak nedir? Mesela bir milletvekili nasıl çok çalışır. Az çalışanı nasıl olur? Adam ameledir, az çalışırsa şu kadar, çok çalışırsa bu kadar yer eşer.. Eşerken de hep kepçeyi hayal eder.. Bilir ki, onun akşama kadar kazdığı yer, kepçe için "bir anlık" iştir. Ama yine az çalışanı çok çalışanı ayırt edilebilir.  Öğretmenin çok çalışanı nasıl olur? Generalin, defterdarın çok çalışanı nasıl farkedilir.  Bir cumhurbaşkanı nasıl çok çalışır?  Borsacı nasıl çok çalışır?  Omuz omuza nasıl verilir? Bu ülke iskeleye kalın halatlarla bağlı bir gemi gibi. Motor habire çalışıyor, pervaneler suyu köpürtüyor, gürültü çıkıyor, ama hep aynı yerde sallanıp duruyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.