Hidromagnezit Huntit..

Yapılan incelemeler neticesinde ortaya imalattan kaynaklanan vahim eksiklikler çıktı ve inşaattan otomotive denizcilikten makineye kadar bütün polimer sanayisi için devrim niteliğinde yeni standartlar getirildi. 

Uzman yardımıyla:

"Bunun en önemli standardı HFFR’dir. Bu Halogen Free Flame Retardant tanımının kısaltmasıdır. (Halojensiz ve yanmayı geciktirici). Aklınıza plastikle ilgili ne gelirse kablo, kaplama, pencere, eşya, araç vs.. HFFR olmak zorundadır. Fakat ülkemizde doğru dürüst standardı yoktur. 

Ülkemizde yatırım yapan otomotiv şirketlerinden bazıları içeriye kablosu, tamponları, iç aksamları, motor bölümündeki bölümleri sıradan polimerlerden imal edilmiş araçları satarlar. Aynı modelin dışarıya satılanları ise mutlaka HFFR polimerlerle imal edilir. Ne hikmetse herkesin bildiği bu durumu devlet sorgulamaz. 

HFFR polimerler yangın esnasında ölümcül gazlar üreten Flor, klor, brom ve iyot gibi halojen elementleri içermezler. HFFR malzemeler yandığında ortaya zehirli gaz çıkmaz, sadece su ve karbondioksit oluşur.

Bunu gerçekleştirmek üzere, polimere imalat esnasında çok yüksek miktarlarda FR malzemeler şarj edilir. Muhtelif cinsleri vardır. Endüstriyel olanların başında ATH (Alüminyumtrihidroksit) ya da Magnezyum Hidroksit (MDH) gelir. Çok pahalı malzemelerdir. Üretiminde modifiye edilmiş eski alüminyum tesisleri gibi yatırımlar gerektirir. Ülkemizde üretilmez ve ihraç malları için sanayimiz tarafından her yıl binlerce ton ithal edilir. İçeriye verilen mallarda yine kullanılmaz. Neden kullanılmadığı sorgulanmaz."

....

Ülkemizde bu pahalı malzemelere alternatif olabilecek doğal bir madde var. Bunun adı Hidromagnezit Huntit..

Hem aynı işi görüyormuş hem kalsit gibi ucuz dolgu maddesine yakın maliyetle üretilebiliyormuş.

Türkiye dışında Yunanistan'da da varmış ama 2007'de tükenmiş. 

Denizli Acıpayam'daki bu maden dünya mineral devi Minelco tarafından çoğunluk hisseleri satın alınıp uluslararası şirket hâline getirilmiş.

Şimdiki adı Lkab Minerals olmuş. İzmir'de az bir kısmı işlenip ihraç ediliyor.

Asıl maden ise İngiltere'ye ihraç edilip özel metotlarla işlenip dünyadaki polimer sanayiine Ultracarb ticari markasıyla satılıyormuş.

Çok büyük marjlarla satıldığı söyleniyor.

Türkiye içine yapılan satış ise Lkab'ın Yunanistan ofisinin iznine tabiymiş.

İşin içinde olanlar, "Bu şirket millî olsaydı Türkiye'deki polimer sanayii düşük maliyetle dünya HFFR pazarını ele geçirirdi" diyor.

Geçen geçmiş.. Şu anda  firmadan üretimin yüzde yüzünün Türkiye'de işlenmesi talep edilirse, sektör adına muazzam katma değer ve mühendislik altyapısı üretir.