Üst kattakiler ısındı

A -
A +
Alt kattakiler pişmiyor
 
70'lerin ısı yalıtım malzemesi reklamı. Devamı şöyleydi: Benim de koşturmaktan ayaklarım şişmiyor.
70'lerin, 80'lerin, 90'ların efsane reklamlarını seyredin..
Reklamlar onar yıllık dilimler hâlinde tasnif edilse.. bunlar 70'li yılların, bunlar 80'lerin, bunlar 90'ların vs.. Bu ülkeyi hiç tanımayan birisi o reklamlara bakarak o dönemlerle ilgili akıl yürütebilir.
980 tarihi bu ülke için bana göre önemli bir milat.
....
12 Eylül.. Biz darbe deyip geçiyoruz ama öyle sıradan bir olay değil. O olaydan sonra içine kapalı 70 yıl geçiren ülke dışa açıldı.. Ekonomisi dışarıya entegre edildi.
Paşalarım, sizler bu kararınızla böyle bir değişime vesile oldunuz, denilseydi hayattayken hiçbiri tam olarak kastedilenin ne olduğunu bilmezdi. Biz de 20-25 yıl bu açıdan bakamadık.
Bizim bildiğimiz neydi, kardeş kanı akıyordu, siyasiler terörü durduramıyordu, ordu yönetime el koydu.
Bizden daha iyi anladığını düşündüklerimiz ne diyordu: Siyasi iradeye müdahale.
Bugün bakınca nasıl görünüyor: Aslında siyasi-askerî ne kadar irade varsa arka planda hepsi aynı kapıya çıkıyormuş.
Evren Paşa o günlerde bize çok dirayetli biri gibi görünüyordu. Her şey onun iki dudağından çıkacak iki kelimeye muhtaçmış zannediliyordu. Yıllar sonra ben şöyle bir kanaate vardım: Olup bitenlerden nerede ise tamamıyla habersiz. Her şey onun adına yapılıyor, seçenekler onun anlayabileceği hâle getiriliyor..
...
Burada şöyle saçma bir soruya da ihtiyaç var. Müdahale tarihinde ergen olanlara bir projeksiyon yapılabilseydi..
Bakın ey ahali 12 Eylül Müdahalesi olmazsa sizi 30 yıl boyunca böyle bir hayat.. Olursa şöyle bir hayat bekliyor.. Kararı siz verin denilseydi, aman evlerden ırak siyasi irademize müdahale etmeyin, denilir miydi? Denilmezdi.
Kardeş kardeşi vurdu da, asker sırf müdahale etmek için göz yumdu da işi değil. O günün aktörlerinin çoğunluğu samimi.. Bir hinlik yok. Önlerindeki tabloya bakarak bir hâl çaresi arıyorlar. Gidişatın sebeblerine kafa yoran da yok. Ben o zamanlar çocuktum. Bizim mahallede aklı erenlerin söylediği şuydu: Bu komünistler vatanımızdan istiyor. Hepsini öldüre öldüre temizlersek vatan tertemiz olur.. Öbür mahalle de tersini düşünüyormuş. Bizim mahallede herkes komünistlere Sovyetlerin arka çıktığını zannediyordu. Mitinglerde bile komünistler Moskova’ya diye bağırılırdı. Zavallı biz. Sanki öyle olmadığını anladık da uyandık mı?..
....
Bugünkü terörle mücadelenin de buna benzer bir tarafı var. Mücadele edenler samimi.. Ölümler acı. Ama birkaç sene sonra, aaa acılı mücadele dönemi ile şuraya varmışız, diyeceğiz. Anlamakta zorlanırsak on sene sonra diyeceğiz. Binlerce aile travma yaşamış olacak. Binlerce aile ne olup bittiğini hiç anlayamayacak.
Bugün elinize geçirseniz paramparça edeceğiniz, "Vay namussuz bu vatana ihanet ettin" diyeceğiniz  adamları ekranlarda görünce gülümseyeceksiniz. Bu namussuzların, bu hainlerin ekranda ne işi var, demeyeceksiniz.
....
Bir de halk iradesi konusu var ki onun ne olduğunu anlayamadan geçip gideceğim bu dünyadan.. Tüketiciyi yönlendirmekle halk iradesini yönlendirmek arasında ne fark var ki.. Beni asla yönlendiremezler diyen bir tüketici akıllı telefon alırken seçerken ne yapabilir?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.