POYRAZ

A -
A +
Vefa Poyraz, 27 Mayıs'ın asker valilerinden. İlk görev yeri Bitlis. 966-73 yılları arasında İstanbul Valiliği yapmış, sonra siyasete atılmış.
Hatıralarını anlattığı bir kitabı (Bir Cumhuriyet Valisinin Anıları) var. Bu kitabı okuyunca 60'ların, 70'lerin bürokrasisi ve mülki idaresi hakkında epey şey öğrendim. Yavaş bir hayat varmış Türkiye'de. Ve sanki hep askerî idare. Askerle vatandaşın arasında köprü olanlar da babacan sayılmış. Dünyadan kopuk bir Türkiye.. Biraz Baas, biraz Demirperde, biraz NATO havası.. Hasılı bir acayip devir.
Kitaptan iki hatırayı not almışım. Biri Demirel'in ricası ile Cemal Tural'dan İTÜ için arsa istemesi, diğeri Bitlis'te köylüye bedava arazi dağıtacağı için herkesin çok sevineceğini zannetmesi.. 
"Bitlis Valiliğim sırasında ilginç bir olayla karşılaştım.
Demokrat Parti, çiftçiyi topraklandırma yasası çıkarmış ama uygulamaya koyamamıştı. Bu yasanın uygulanmasına askerî yönetim zamanında başlandı.
Bitlis'in Hizan ilçesi Gayda köyünde sulanabilir 3 bin dönüm tarım arazisi vardı. Bu arazi DP milletvekili Selahattin İnan ailesinin tasarrufunda idi.
Çiftçiyi topraklandırma yasası gereğince harekete geçtik hazırlıklarımızı yaptık. Hatta o kadar ki tapu dağıtım töreni için bando dahi getirdik. Ancak törene bir Allahın kulu gelmedi. Doğrusu çok şaşırdım. Arazilerin tapusunu dağıtacağım ortada tapu alacak insan yok. Para pul istemiyoruz. Köylüyü toprak sahibi yapmak hedefindeyiz.
Tören yerinde kalakaldım. Yusuf Hoca isminde bir köylü yanıma gelerek şunları söyledi;
'Vali Bey hiç beklemeyin. Köylü bu tapuları almaz. Şayet siz Selahattin İnan ailesinden izin çıkarırsanız bu tapuları alırlar. Biliyorsunuz Şeyh Selahattin hapiste.. Eğer köylü bu tapuları almaya kalkışırsa bu, Şeyh Selahattin İnan'a karşı saygısızlık anlamına gelir.'
..
Hemen İnan ailesi nezdinde teşebbüste bulunduk. Onlardan muvafakat alınca köylüler de tapularını korkusuzca almak için sıraya girdi. Bu arada bir şey daha dikkatimi çekti. Dağıttığımız tapuları alan köylüler ellerindeki belgeyi götürüp İnan ailesine teslim ediyordu. Daha sonra birkaçını çağırarak neden böyle yaptıklarını sordum. Aldığım cevap ilginçti:
Biz bu kuru araziyi ne yapalım? Bu aile bize traktör, at, öküz, pulluk, biçerdöver ne lazımsa veriyor. En iyi tohumu, damızlık hayvanı, arı peteklerini yine İnan ailesinden temin ediyoruz. Biz de çalışıp ürettiklerimizi kendileri ile paylaşıyoruz. İnan ailesi toprakta çalışan kalabalık ailelerden bazen hiçbir şey istemiyor."
 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.